AB’den Türkiye’ye ekonomik yaptırımlar gelebilir mi?

ab-parlamentosu
Ak Parti hükümeti ve özellikle de cumhurbaşkanlığı makamındaki şahsın AB’ile ilişkleri konusunda pek de umursar bir tablo çizdiğini söylemek mümkün olmasa gerek. Zira özellikle Erdoğan ve hatta Yıldırım ve Çavuşoğlu’nun son günlerde “rest” çeken bir söylem benimsemeleri bunu gösteriyor. Pekiyi en sonunda bu nereye kadar gidebilir ve her iki taraf için de ne tür hasar söz konusu olur? Bu sorunun cevabı AB için sıkıntı verici belki ama, şüphesiz ki Türkiye için de en az onun katları kadar sıkıntılı olur.

İşte bu restleşmenin sonunda gerçek anlamda olumsuz ve adeta uyarının da ötesine geçen mesajlar yava yavaş gelmeye başladı AB’den. Nitekim Avrupa Birliği Parlamentosu Başkanı Martin Schulz Türkiye’de muhalefete ve gazetecilere yönelik tutumu eleştirirken, ekonomik yaptırım seçeneğini de açıklıkla gündeme getirdi. Schulz,” Türkiye’deki durumun devam etmesi halinde, Avrupa Birliği olarak ekonomik yaptırımlar dahil, bazı önlemleri düşünmek zorunda kalacağız. Yıl sonuna kadar Türkiye’nin de üye olduğu gümrük birliğinin reforme edilmesi gerekiyor. Muhalefet milletvekilleri ve gazetecilerin tutuklanmasının ardından gümrük birliğinin genişletilebileceğini düşünemiyorum” dedi.

Avrupa Birliği Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Türkiye’de yaşanan siyasi gelişmelerin ardından Ankara’yı cezalandırmakla tehdit edip ekonomik yaptırım işareti verdi. Schulz müzakereleri askıya almak yerine bazı ‘ekonomik önlemler’ alınabileceğini belirterek “Eğer biz Türkiye ile ilişkilerimizi kesersek, muhaliflere ve cezaevindekilere yardım etme imkânımız kalmaz. Bu yüzden ben Türkiye ile diyaloğun sürdürülmesinden yanayım. Ama AB olarak biz de ‘ekonomik önlemler olarak neler yapabiliriz’i düşünmeliyiz” dedi. Türkiye’nin de üyesi olduğu Gümrük Birliği’nde bu yılın sonunda reformlar olacağını söyleyen Schulz, “Ben, milletvekillerine ve gazetecilere yönelik gerçekleşen tutuklama dalgasından sonra Gümrük Birliği’nin genişletilebileceğini düşünemiyorum” dedi. İdam kararını yeniden uygulamaya koyması halinde Türkiye’nin kırmızı çizgiyi aşmış olacağına bir kez daha işaret eden Schulz “İşte o zaman AB ile müzakere süreci bitmiş olur” dedi.

Gelelim böyle bir tablo gerçekleşirse ne olur sorusunun cevabına;

Hiç şüphesiz ki böyle bir durumda ekonomimiz alt üst olur ve birçok şirketin hayatiyeti son bulabileceği gibi, büyük sayıda insanımız da işsiz kalabilir. Zira AB halen de en büyük ihracat pazarımız ve birçok projelerde partnerimizdir. Dolayısıyla oradan gelecek ekonomik yaptırımlar tabii ki boyutuna göre sıkıntı yaratacaktır. Dünyanın sonu demek midir bu, hayır ama telafi etmesi de çok uzun senelere yayılabilir. Yani olan yine yurdum insanına olur, bir “elit” (?) kesim hayatlarını keyifle sürdürmeye devam ederken.

KAYNAK: MEDYA / CUMHURİYET

Like it? Share it!

Leave A Response