Beğenin beğenmeyin, sevin sevmeyin… Aynı veya başka görüşten olun farketmez… Bir adam vicdanının ve sağduyunun sesini dinlemeyi becerebiliyorsa o kişinin “insan” sıfatını hak edebilme şansı oluşmuş demektir (bunun aksine davranan o kadar çok insan mevcuttur ki)… Aynen bugün Abdülkadir Selvi örneğinde olduğu gibi.

Bu yazar sıkı bir Erdoğan taraftarı ve destekçisidir malum… Bu hususu, bugüne kadar yüzlerce TV programında göğsünü resmen siper ederek veya köşesindeki yazılarıyla esaslı şekilde kanıtlamıştır. Hatta bugün Cumhuriyet Gazetesi davasıyla ilgili olarak tutuklu bulunan Kadri Gürsel gibi zıt görüşlü gazetecilere karşı defalarca boğaz boğaza savunmuştur iktidarı ve malum kişiyi… Bugün ise “MERT” ve vicdanlı bir şekilde Kadri Gürsel dahil diğer tutuklu kalanların da bir an önce salınması gerektiğini çünkü onların gazetecilik yaptığını (yani dolayısıyla terörist filan olamayacağını) ifade etmektedir… Hem de ne pahasına? İktidarın bütün tetikçi yazarlarının kendisine saldırmasını göz önüne alarak.

İşte MERTLİK budur… ADAMLIK budur… Değerli SELVİ, bunu “beyni yağ çekmek ve yalakalık yapmaktan başka şeye odaklanamayan” tetikçi (yandaşın ötesinde üstelik) kalemlere gösterdiğiniz için binlere kere teşekkürler size.

Konuyla ilgili haber ise şöyle:

CNN Türk ekranında Cumhuriyet gazetesi davasında 7 arkadaşımızın tahliye edilmesini ve Akın Atalay, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu ve Ahmet Şık’ın tutukluluğunun devamına karar verilmesini yorumlayan Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, “Tüm meslektaşlarımızın dün gece tahliye edilmesini beklerdim. Çünkü onlar sadece gazetecilik faaliyeti yapan insanlardı” dedi.

Selvi şöyle konuştu: “Tahliyeler güzeldi. Ama tahliyelerle birlikte tutukluluğunun devamına karar verilen gazetecilerin de dün gece tahliye edilmesini beklerdim. Çünkü onlar sadece gazetecilik faaliyeti yapan insanlardı. Örneğin ben Kadri Gürsel’le CNN Türk’te programda birlikte oldum, çok sert tartışmalar yaşadım ama Kadri Gürsel, bir FETÖ suçlaması yapmak mümkün olan birisi değildir. Bu ülkede Kadri Gürsel’i bununla suçlayamazsınız. Ben diğer meslektaşlarımın da tahliye olmasını beklerdim. Dilerim ki 11 Eylül’deki ilk duruşmada tahliye edilirler.”