Evimizin her alanı hiç şüphesiz ki bizler için önemlidir ve her bir noktada o sıcaklığı, yuvada olmanın sevincini duymak vazgeçilmeyecek bir duygudur. Hangi alan daha önemlidir diye bir soruyla karşılaşsak hiçbir noktayı kolaylıkla arka plana atamayacağımızı görürüz biraz düşündüğümüzde.

Bunu söylerken örneğin salonun yaşamın en büyük bölümünü ayırdığımız alan, mutfağın beslenmemiz için ne kadar önemli, banyonun sağlık ve hijyen açısından vazgeçilmez ve yatak odasının da hayatımıza enerjik bir şekilde devam edebilmek için en elzem yer olduğunu tabii ki göz ardı etmiyoruz. Pekiyi ya her gün evimize girip çıkarken defalarca kullandığımız ve en az o kadar önemli olmak üzere evimize gelen misafirlere bizimle ilgili olarak ilk izlenimi sunma durumunda olan antrenin önemini hiç düşündünüz mü acaba?

Evet gerçekten de belki daha önce bu noktaya dikkatimizi vermeyi bir şekilde atlamış olsak bile bir an durup düşündüğümüzde antre (Fransızca giriş anlamında) diye adlandırılan bölümün esasında hayatımızda ne kadar çok yer kapladığının kolaylıkla farkına varabiliriz.

Hatta misafiri bir yana bıraksak bile bir an, hele bir düşünsenize akşam eve gelmişsiniz eşiniz sizi karşılıyor (kadın veya erkek olabilir) veya beraber eve giriyorsunuz. Öyle “düzenli ve gözü yormayan” ve tam aksine dinlendiren sade ve zevkli bir dekorasyon sunan antrenize giriyorsunuz, kapıyı açıp. İnsan kendini nasıl bir rahatlatıcı sıcaklık içinde hisseder değil mi? Hele hele soğuk bir günde örneğin..

Bir de tam aksini düşünün lütfen; Kapıyı açıp girdiğinizde ayakkabılar gelişigüzel yerlerde, paltolar, ceketler portmantodan yerlere sarkıyor salkım saçak, mekan yeterince aydınlanmıyor ve hatta belki de havalandırma da kötü ve mekan ağır kokuyor. İşte eve daha ilk adımınızı atarken hani futbol deyimiyle “dakika bir gol bir” mağlup başlıyorsunuz o akşama… Eve gelince enerji ve moral hücrelerinizi doldurma umuduyla başladığınız akşama yani…

Onun için siz siz olun ve antrenizin “evdeki mutluluk” katsayınızı arttırmaya ciddi katkı sağlayabilmesi için basit ve “çok büyük gayret veya masraf gerektirmeyen” önlemleri göz ardı etmeyin. Örnek olarak şunlara dikkat etmek bile olumlu yönde katkı verecektir bu hususta;

Antreniz işlevsel açıdan yeterli olmalıdır. Yani yeterince aydınlık, ve “az” (hatta hiç) kalabalık ve girerken/çıkarken rahatlıkla pabuçlarınızı giyebileceğiniz veya çıkarabileceğiniz uygun bir sandalye, tabure veya puf ve özellikle çıkarken kılık kıyafetinizi, saçınızı başınızı son defa bir kontrol edebileceğiniz uygun bir boy aynası gibi basit bir donanıma sahip olmalıdır.

Ayrıca antrenizi evinizin genel dekorasyon konseptiyle uyumlu bir şekilde tefriş etmekte de fayda vardır. Yani halk deyişiyle “üstü kaval altı şişhane” şeklinde “kel alaka” bir tasarım veya dizayndan kaçınmak ve mümkünse en yalın fikirleri tercih etmek uygun olacaktır. Zira daha güzelleştirelim derken ne kadar çok farklı fikirleri bir arada uygulamaya kalkarsak, “komplikasyon olasılığı da o kadar artacaktır”. Zaten bu iş gerçek profesyonellerin alanıdır ve bu konunun uzmanı veya bu alanda gerçekten acayip yetenek sahibi olmayanlar için “sade” fikirleri tercih etmek bir avantaj teşkil etmektedir çoğunlukla.

Antre dekorasyonu konusunda çok daha ayrıntılı ve aydınlatıcı bilgi için önerebileceğimiz en faydalı linklerden birisini HOMIFY web sayfasında bulabilirsiniz. Bir göz atmakta bayağı yarar görüyoruz.

Editör