Daha dün ünlü ve TV kanalı CNN’ de popüler gazeteci ve sunucu AMANPOUR’ile yapılan röportajda Başbakan Davutoğlu çok anlamlı ve güzel ifadeler kullanmış ve karşısındaki gazetecei de eminiz etkilenip mutlu olmuştu.
Neydi bu iafadeler? Davutoğlu, Amanpour’a verdiği demeçte, basın özgürlüğü ve entelektüel özgürlüğün kırmızı çizgisi olduğunu söylemişti. Pekiyi hemen akabinde ne oldu? İşte burada durup bakmak gerekiyor maalesef.
Amanpour, programda, Türkiye’deki basın özgürlüğünün büyük endişe kaynağı olduğunu, yüzlerce insanın çeşitli sebeplerle ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla tutuklandığını belirterek, “İnsanların dedikleri konusunda endişe duymuyor musunuz” sorusunu yöneltmiş ve “Endişe duyuyoruz”diye başlayan Başbakan şöyle devam etmişti:
“1990’larda bir akademisyenken, köşe yazarlığı yapıyordum. Basın özgürlüğü ve entelektüel özgürlük benim için kırmızı çizgidir. Eğer bir gazeteciye, köşe yazarına ya da entelektüele bir saldırı olursa onları ben savunurum. Buna garanti veriyorum. Fakat bir örnek vereceğim ve bu örneğin cumhurbaşkanına hakaretle falan ilgisi yok. Bir dergi 2 Kasım tarihinde, ‘İç savaş çıkacak” başlığıyla yayımlandı. Bu gazetecilik faaliyeti mi yoksa kışkırtma mı?” Davutoğlu, ayrıca seçimde, Türkiye’de en çok satan beş gazeteden dördünün açık bir şekilde hükümete karşı kampanya yürüttüklerini de savunmuştu.
Bunun hemen akabinde ise “maalesef” bu ifadelerle tam da (hatta hiç) örtüşmeyen bir davranış biçimi geldi resmi makamdan basına karşı.
Yaklaşık üç bin gazetecinin izleyeceği Antalya’daki G-20 zirvesinin kapısı SÖZCÜ’ye kapatıldı. Böylece Dünyanın gözü önünde bir sansüre daha imza atılmış oldu.
Dolayısıyla bu olay basında şöyle değerlendirildi: İktidar muhalif medyaya yönelik sürdürdüğü akreditasyon silahını, G-20 Zirvesi’ne de taşımış oldu. Bu durum pratikte Dünyadan ve Türkiye’den yaklaşık 3 bin gazetecinin izleyeceği zirveyi SÖZCÜ muhabirleri izleyemeyecek anlamına gelmiş oldu.
Sözcü’nün bildirdiğine göre: Zirveyi takip edebilmek için Başbakanlık tarafından verilen sarı basın kartı ile birlikte internet üzerinden bireysel başvuru yapılması gerekiyor. Akreditasyon işlemleri G-20 Sekreteryası ile birlikte Başbakanlık tarafından yürütülüyor.
KAYNAK: MEDYA
