CHP’nin Taksim manifestosu ve umutlar

573438_cover_mainslider_big
24 Temmuz 2016 Pazar günü CHP yepyeni ve de çok olumlu bir adım atarak Türkiye’de siyasetin yumuşaması yolunu açmıştır, bizce…

Daha önceki bin bir türlü husumeti bir kenara bırakan, belki de iktidarın yıllardır maalesef ateşlediği kamplaşmanın önünü tıkayacak olan başka bir yoldur bu.. Umut edilir ki devamı gelsin sağlıklı bir şekilde..

İşte bazen ilk başta musibet olarak görülen/başlayan  şeyler – darbe teşebbüsünden bahis ediyoruz, ve de hiç şüphesiz musibettir – bazen bir bakmışsınız ki hayırlı bir şeye vesile olmuş.. Aynen bu olayda da olduğu gibi..

Nitekim tüm dünyaya rezil olmamıza neden olan, yüzlerce canı kaybettiğimiz bu kanundışı olay insanlarımızın ve en az o kadar önemli olmak üzere siyasilerin, demokrasi etrafında bir araya gelmesine katkı vermiş görünmektedir. Yine umut edilir ki bu süreç devamlı olsun..

İşte CHP Genel Başkanı’ da partisinin düzenlediği ve yüzbinlerce vatandaşın katıldığı “”demokrasi ve cumhuriyet” mitinginde doğaldır ki güzel ve de doğru mesajlar vererek, birlik yolunda önemli bir katkı sağladı bizce. Umut edilir ki iktidar da bu güzel pası değerlendirerek ajandasındaki bazı kabul edilemez projelerini tekrar gözden geçirir ve ülke yeniden büyüme yolunda bir hamle yapar.. Huzur ve birlik içinde ..

Çok sayıda insanın katıldığı mitingde Kılıçdaroğlu’ nun verdiği en önemli mesaj aşağıdaki 10 maddelik demokrasi manifestosu oldu. Hayırlı olsun diyelim ülkemiz için inşallah.

24 Temmuz 2016 Taksim Manifestosu

1- 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış ama bombalar altında parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını, varsa iç ve dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz.

2- Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye’de tartışmasız ortak payda oluşmuştur. Siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine katkı vermek zorundadır.

3- Her türlü darbeye ve parlamenter sistemin üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak, demokrasiden yana olanların, bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe ne dikta yaşasın tam demokrasi demeliyiz.

4- Darbe girişimi halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.

5- Demokrasimizin teminatı olan demokratik laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.

6- Bu darbe girişimi anayasada yasama yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin demokraside denge ve denetlem işlerinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

7- Balyoz, Ergenekon ve casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.

8- Bu darbe girişimini devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini ortaya koymuştur. Siyasal yandaşlık, cemaatçilik değil bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. Devletin yeniden inşaası zorunludur.

9- İnancı kimliği yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları bu ülkenin caddelerinde sokaklarında meydanlarında parklarında özgürce gezebilmelidir. Hiç kimse unutmasın 15 Temmuz darbe girişimi 3’ncü sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları üçüncü sınıf demokrasiye değil özgürlükçü demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan alınmalıdır.

10- Devlet, kinle öfkeyle ön yargıyla yönetilmez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde yargılanmalıdır. Devletin vakarı bunu zorunlu kılmaktadır. İşkence, kötü muamele, tehdit devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir.

Like it? Share it!

Leave A Response