Yer Ankara ve Danıştay töreni yapılıyor.. Kürsüde Barolar Birliği Başkanı yani Metin FEYZİOĞLU konuşuyor…

Feyzioğlu gayet de kibar bir üslupla – üstelik kimseyi de herhangi bir şekilde hedef göstermeden – Türkiye’de hukukla ilgili meselelerden bahsediyor ve hatta bazı çözümler bile öneriyor..

Konuşmanın sonuna doğru bu ülkenin hükümetinin başı sabredemiyor ve ayağa kalkıp (neredeyse) kürsüye yürüyor.. Bir taraftan da kürsüdeki “MUHTEREM” konuşmacıya “edepsizlik” sıfatını yakıştırıyor, bağıra çağıra – o konuşmacı ki, tüm Türkiye taraflı tarafsız en kibar kişilerden biri olduğunu bilir onun..

Konuşmacı tabii ki yine üslubunu bozmuyor sayın ifadesi kullanarak hitap etmekle birlikte “kendisinin edepsizlik yapmadığını ve hatta kimseyi de bunu yapmakla suçlamak nezaketsizliğini göstermeyeceğini” net olarak ifade ediyor…

Türkiye artık öyle bir dönemece geldi ki şimdi çoğu kişinin bu olayı “ne olacak ya, bunda ne var, olur böyle şeyler, adam zaten çok sinirli” filan gibi ifadelerle değerlendireceğini ve hatta bu gerçekten çok sert ve ölçüsüz (ve de maalesef saygı kurallarına itibar etmeyerek) yapılan çıkışı haklı göstermeye çalışacağını daha şimdiden söylemek kahinlik olmaz..

Evet, maalesef bu kadar önemli bir müteessif olayın hem de “ileri demokrasi” getirildiği iddia edilen bir ülkede olması neredeyse tabiri caizse insanın kanını donduruyor..

Demek ki, gelişmişlik sadece ortalama milli geliri on bin dolara çıkarmakla olmuyor, bir kere daha tespit etsek iyi olacak.

Editör