Ertuğrul Erdoğan gerek sergilediği karakter tipi ve gerekse eserlerinde çok hassas toplumsal konulara verdiği önemle örnek alınması gereken değerli yazarlarımızdandır. Kendisini Facebook hesaplarımızda da takip ederiz ve burada bizlerle paylaştığı çok anlamlı bir “minik” hikayeyi biz de sizlerle paylaşmak isteriz, kendisine teşekkürlerimizle birlikte. Keşke Sayın Erdoğan’ın yazısında bahsettiği gençlerimiz çok çok daha fazlalaşsa ve en kısa sürede üstelik.. Ortaçağ karanlıklarına gömmeye çalıştıkları bu ülkenin kurtuluşunda payları, hizmetleri olsun diye..
Değerli Ertuğrul Erdoğan’ın minik öyküsü ise şöyle
Bugün, semtimizde iş yerleri olan Cengiz ve eşi Işıl Hanımın mekanlarını ziyarete gittim. Önce kahve ve pastası için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Biraz edebiyat derken, dünya sorunlarına daldık. Telefonuyla birisini çağırdı. Beş dakika sonra da küçük bir kız geldi. Dostumuz, küçük kıza:
– Geçen gün imzalı kitabını gördüğün yazar” diye tanıştırdı.
Yanıma oturdu.
– Adın?
– Betül,
– Ben de Ertuğrul, memnun oldum.
Kızın konuşması çok düzgündü. Belli ki donanımlıydı. Sordum:
– Kitap okur musun?
– Hem de çok
– Örneğin kimleri?
– Ahmet Ümit’in “Masal İçinde Masal”ı okudum.
– Çok iyi. Bu yaşta Ahmet Ümit?
– Böyle söyleyince herkes şaşırıyor, o da yazar değil mi? Güldüm.
– İşte bu!
– Kaça gidiyorsun?
– Altıya geçtim.
– İleri de ne olmak istersin?
– Yazar olmak isterim ama duydum ki onunla geçinmek kolay değilmiş, hayvanları da çok seviyorum, veteriner olmak isterim.
– İkisini de yapabilirsin, o ışığı sen de görüyorum…
Ona yazarlıkla ilgili bir kaç tüyo verdim…
Ve karşısında yine sevimli bir kız çocuğu oturuyordu. İsmi Esra’ydı. O da pırıl pırıl geleceğin ışıldayanlarındandı. Bana, bale yaptığını ve gitar çaldığını söyledi. Biz Betül’le sohbet ederken, Betül:
-Esra senin gözlerin mi sulandı, ağlıyor musun? deyince Esra’nın gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Betül, bana yavaşça,
– Sınıfındaki bir arkadaşı gezide kaza geçirmiş, o da şu anda on beş gündür komadaymış, sanırım o aklına geldi. Betül:
– Şimdi ben onu teskin ederim, diyerek Esra’yı kolundan tutup yanımızdan uzaklaştırdı.
Duygulandım…
İşte bizi kurtaracak gençler, bunlardı… Ki bu gençliğin milyonlar ve hatta Türkiye’nin hepsi olduğunda, sanırım ne demek istediğimi anlamışsınızdır.
Kısacası, günümüzde yaşadığımız veya yaşattıkları siyaset biçimi, işte bu ve bunun gibi gençlikte ve gelecekte olmayacaktır…
Onları görünce, umutlandım…
“Şimdi hemen din konusunda yorum yapanlar olacak. Sizler de merak etmeyin; onlar din konusunda da en iyisini bilgilenecekler ve onlar günümüzde olduğu gibi, dinle yapılan siyasette hiç bir zaman aldanmayacaklardır!”
Editör
Not: Ertuğrul Erdoğan ve kitaplarıyla ilgili çok daha geniş bilgiye kendi WEB SAYFASINDA ulaşabilirsiniz.
