Twitter ortamında paylaşılan mesajlara bir göz atıyoruz..

Eklemiş olduğumuz, fikirlerini takip etmekte fayda gördüğümüz ve hatta naçizane “takdir ve beğeni duyguları” beslediğimiz kişiler tweetlerini gönderiyorlar..

Bu arada bu maruf (??) şahıslardan biri, tarih ve siyaset bilimi uzmanı, araştırmacı köşe yazarı da bir tweet paylaşıyor.. Bu “çok bilgili” hanımefendinin paylaşım içeriği aynen aşağıdaki gibi;

“RTE Avrupa ülkeleri hakkında o ağır ifadeleri kullandıktan sonra Türkiye hala AB’ye girmeye, AB de almaya çalışırsa iki tarafa da yuh olsun!”

Bu paylaşımı ilgiyle okuyan bu satırların yazarı da buna cevaben aşağıdaki paylaşımları yaparak katkıda bulunmak istiyor – yani herhangi bir yerme filan yok niyetinde, laf sokma niyeti hiç olmadığı gibi… Tam aksine durumu hicvetme gayesiyle yazıyor, yani tamamen katılıyor paylaşım yapan yazarın dediklerine ve hatta kuvvetlendiriyor paylaşmak istediği noktayı…

“Bunu siz mi yazdınız, vallahi pes? Daha tanıyamadık mı adamımızı? İsrail’den ne haber (one min, İsrail dölü filan)?  Esad.. Esed durumları nasıl mesela? Hatta hatta bir daha gelsin yine düşürürüz denilen uçağın sahibi ülke ile yakınlaşma var mı? vs .. Onun için “o an nasıl gerekiyorsa gereğine göre davranırız, evvel Allah”..
Prensip, istikrar, insicam filan da neymiş değil mi ya?”

Bu satırların yazarı bu paylaşımına karşılık “MUHTEREM” entelektüel hanımefendiden

“Sizin gibi sivri zekalılar / ileri zekalılar…” diye başlayan bir yanıt alıveriyor, iyi mi?

Durun hele hanımefendi durun, ne yaptık da nasıl oldu da “ileri zekalı, sivri zekalı..” filan diye zılgıtı (hani hakaret olarak görmüyorsa hanımefendi) hak ettik böyle, hem de oldukça ağırından..?

Tabii bu satırların yazarı, hanımefendiye “Onu başka hesaplarda da takip ettiğini, hatta daha önce muhtelif müşterek paylaşımları olduğunu ve ama ilk defa bu kadar saygısızca – VE KÜSTAHÇA – bir ifadeye maruz kaldığını” ifade ediyor..

Bu arada ne mi oluyor pekiyi? Değerli hanımefendi “BLOKLUYOR” .. ve böylece kafasını kuma sokarak yapmış olduğu saygısızlığın hesabını vicdanında bile vermekten kurtulmuş oluyor..

Değil mi “muhterem” siyaset ve tarih uzmanı entel yazarımız…

Bu işler böyledir işte; Bazıları kendini bir halt sanır “2 fakülte bitirdim, Türkiye’nin dibine kibrit suyu döken – malum Ergenekon vs olayları – bir gazetede yıllarca entel demokratlık naraları attım (inşallah o gazeteye bulaşan sıkıntılar ekipteki başkalarına da bulaşmaz bu arada) filan falan” diye .. Ama bu bu güzel kardeşlerimiz bilmezler ki isterlerse 10 tane fakülte bitirsinler, ALTYAPI denilen bir kazanım vardır ki bu da öyle sonradan kazanılmaz .. Farklı birşeydir bu ..

İşte onun için insanlara “SALLARKEN” dikkat buyuracaksın azıcık “”Acaba kimle muhatap oluyorum” diye.. Yoksa adamı işte böyle mahcup ediverirler (umarım o duygu mevcuttur) .. Değil yasaklayıp kafanı kuma gömsen, Fizan’a gitsen yine gelip seni buluverir o mahcubiyet .. Değil mi?

Bu kadar yazdık da hiç mi iyi bir şey yok Allah rızası için? Olmaz mı, yine de paylaşımlarını ve bazı yazılarını ilgiyle ve de sevgiyle takip ve takdir ediyoruz bu değerli kardeşimizin.

Herşeye rağmen en iyi dileklerimizi göndermeyi de ihmal etmiyoruz buradan …