Son dönemde yıldızı parlayan portrelerden biri de hiç şüphesiz Anayasa Mahkemesi başkanı Haşim Kılıç oldu. Başkan, hükümetin hoşuna gitmeyen bazı kararlar alan mahkemenin başkanı olarak neredeyse ülkede “demokrasi” umudu olarak görülmeye başlandı.

Bu arada iktidar cephesinden kendisine “koşke aday olmak için altyapı mı oluşuyor” filan gibi imalı ve hatta doğrudan oklar gelmeye başladı. Kılıç bunları kati bir dille reddetti ve yalanladı. Şimdi soru şu, bütün bu yalanlamalara rağmen Kılıç gerçekten de köşk için makul bir aday olabilir mi?

Mahkemenin son aldığı kararlardan sonra Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP kurmayları, bir zamanlar yere göğe sığdıramadıkları Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a yükleniyorlar. Nedeni belli: AKP’nin otoriterleşme eğilimi karşısında son dönem verilen özgürlükçü kararlarla ön plana çıkan Anayasa Mahkemesi’nin başkanının önünü baştan kesmek. Zira öyle anlaşılıyor ki, Erdoğan ve kurmayları, Köşk yarışında karşılarında “en zorlu potansiyel aday” olarak Kılıç’ı görmekte. Sebep de gayet açık zira başkanın Erdoğan’a potansiyel rakip olabilmek için son derece etkili iki temel özelliğe sahip;

1. Muhafazakâr.
2. Özgürlükçü ve demokrat söylemlere sahip bir figür:  Son zamanlarda mahkemenin aldığı birçok karar sayesinde, Kılıç’ın özgürlükçü, demokrat, çoğulcu ve liberal bakışın bir temsilcisi olduğu yönünde kamuoyunda kuvvetli bir intibanın oluştuğu görülüyor. İşte bu izlenim de AKP’de büyük rahatsızlık olmasına neden oluyor, Kılıç’ı bir potansiyel rakip haline soktuğundan.

Haşim KILIÇ şu ana kadar ki açıklamalarında köşk adaylığını hiç de düşünmediğini açıkça belirtmiş durumda ama esas açıklamayı 25 Nisan’da Anayasa Mahkemesi kuruluş yıldönümü törenlerinde yapması bekleniyor. Her halükarda başkanın, Cumhurbaşkanı’ile eskiden beri süregelen yakınlığı biliniyor.

Bize sorarsanız eğer, diğer çok kuvvetli potansiyel “malum” adaya baktığımızda, KILIÇ çok daha makul bir altrnatif olarak görülüyor. Zira, malum adayın köşke çıkması halinde, Türkiye’nin sonu belirsiz ve belki de çok karanlık kabuslara doğru yol alma ihtimali apaçık görünüyor. Nasıl m? Ötekileştirme, “siz, onlar” diye kamplara ayırarak germe ve düsmanlaştırma stratejisinin kuvvetlenerek devam edeceği apaçık görülmekte.

Tabii ki, burada önemli olan husus şu ki muhalefet anasına, danasına bakmadan kenetlenerek çok kuvvetli bir müşterek aday çıkarmak “ZORUNDADIR” bu ülkenin selameti için. Hatta, BDP bile bu kenetlenmeye yardımcı olmalıdır. Zira, ileride Türkiye büyük sıkıntıya düşerse bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın ki BDP’ de payını alacaktır.

18.04.2014
Editör