Konumuz, Türkiye siyasetine adını yazdırmış bir “ŞAHSİYET” (??)

Siyasete adını yazdırırsın da “Adam olmak kolay iş değildir” derler .. Aynen insan olmak gibi.. Hatta fıkrası da vardır bunun malum…

Çok önemli mevkilere gelebilirsiniz.. Hatta bir ülkenin kaderi ile oynayabilecek (doğrudan veya dolaylı) güce, itibara bile kavuşabilirsiniz.. Eğitim, aile, şartlar, fırsatlar, tabii ki beceri vesaire hepsi bu yolu size açabilir.. Ama …

Ama “buna layık mısınızdır” bakın işte o ayrı meseledir… Eğer mevkiinizin ağırlığı ve pozisyonunuzla orantılı olarak sahip olmanız gereken farkındalıktan bihaberseniz çok olasıdır ki sık sık “akım derken” …. deyip, bir çuval inciri berbat edebilirsiniz.. Bunu da ancak ve ancak bizim memlekette olduğu gibi cahil toplulukların çok geniş olduğu ortamlarda yapıp hala ve halen “makbul” adam diye geçersiniz.. İster Anayasa profesörü olun, ister başbakan yardımcısı, ister ünlü siyasi vesaire..

Eğer pot kırmakta (ve ondan sonra da lafı çevirmekte) üstüne az adam (??) olan bu kişi düzgün eğitimli toplumlar içinde (örneğin İsveç vesaire) yaşıyor olsaydı herhalde bugüne kadar çoktan başka bir iş tutmuş olurdu, anlayıp anlamadığı her konu hakkında ahkam kesmek yerine.. Ama dedik ya burası Türkiye; “Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi denildiği” yer.. Onun için “normaldir, normal” .. Sevgili Ortaçgil’in şarkısında dediği gibi.. Ne kadar anormal şey varsa bu ülkede normaldir normal..

Bu konuda, yani malum “bilir” kişinin en son gafıyla ilgili olarak Yılmaz ÖZDİL inanılmaz bir derleme yapmış “KADIN” hakkında.. Lütfen ama lütfen okuyun.. Okuyun da daha önemlisi yobaz ve cahillere de okutmaya gayret edin.. Belki hiç olmazsa bir tanesini kazanırız, insanlık adına..

“Ümit olmaz” mı dediniz? Can çıkmadan pes etmek yok…

YILMAZ ÖZDİL YAZISI
“Bir kadın olarak SUS”