Mavi yolculuk ve hikayesi

by admin | Cuma, Nis 18, 2014 | 2279 views

MAVİ TUR
Türkiye Cumhuriyeti 21. yüzyılda devler arasında var olma savaşı verirken birçok alanda önemli atılımlar yapmıştır ve yapmaktadır .. TURİZM alanı da bunlardan en önemlisidir .. Çünkü hem cennet ülkemiz bunun için biçilmiş kaftandır .. hem de tarihimiz, kültürümüz ve hatta eğitimli insanımızın sıcaklığı turizm için son derece uygundur ..

TURİZM denince bugün artık akla onlarca farklı etkinlikler gelebilmektedir .. Bu kavram yalnızca denize girip, müze dolaşmak olarak algılanmamaktadır .. Kış turiziminden, mağara turizmi, kongre turizmi, golf turizmi ve hatta sağlık turizmine kadar onlarca çeşidini bulmuştur insanoğlu 🙂 Fakat turizmin bir çeşidi vardır ki .. hem güneş, hem deniz hem kültür ve hem de macera.. Yani bunların hepsini içerir .. Bunun adı YAT TURİZMİ’ dir .. Yatı olan için .. Olmayan da TEKNE KİRALAR veya MAVİ YOLCULUK TURLARINA katılır .. ve Türkiye’nin eşsiz Ege ve Akdeniz sahillerinde “RÜYA” gibi bir 3-5 gün yaşar ..

MAVİ YOLCULUK  ETKİNLİKLERİNİN HİKAYESİ

Mavi Yolculuk Türkiye’de bazı aydınların Anadolu’nun Ege ve Akdeniz kıyılarında , yöredeki ilkçag kültürlerini tanıtmak amacıyla gerçeklestirdigi yolculuklara verilen isimdir. O zamanlar bu salt bir keyif ve eğlence gezisi olarak yapılmıyordu… Dinlenme ve eğlenmenin yanı sıra insanın dağarcığına da bir şeyler katabildiği bir tatil şekliydi Mavi Yolculuk…  Akdeniz’in Fatimiler’den, Kartacalılar’a, Roma’dan Osmanlı’ya uzanan tarihini kucaklayan, heyecanlı fakat rahatlatıcı, farklı ve nostaljik bir geziydi.”

Dolayısıyla “GELENEĞİ OLAN” bir TATİL ŞEKLİDİR Mavi Yolculuk… Bugün insanların sandığı gibi yalnızca “tekneye bin, kıyı dolaş, denize gir, yemek ye” şeklinde bir etkinlik değil ..

Her sey belki de Cevat Sakir’in 1925 yilinda Resimli Hafta dergisinde çikan “Hapishanede idama mahkum olanlar bile bile asilmaya nasil giderler” adli öyküsünden dolayi Istiklal Mahkemesi tarafindan Bodrum’da 3 yil “kalebent”lige mahkum edilmesiyle basladi. Cevat Sakir’in Bodrum’daki yasantisinin kisa sürede cezadan çok keyfe dönüstügünü gören yetkililer onu tekrar Istanbul’a aldilar. Cezasinin son yarisini Istanbul’da tamamlayan Cevat Sakir tekrar Bodrum’a yerlesti ve orada 25 yil yasadi. Bu dönemde yazdigi yazilarda Bodrum’un Karya dönemindeki adindan esinlenerek “Halikarnas Balikçisi” takma adini kullandi. Bodrum’un güzellesmesine ve bugünkü önemine kavusmasina büyük katkisi oldu.

ILK MAVI YOLCULUK

Mavi yolculuk, ilk defa Istiklal Mahkemes’ince Bodrum’da kalebentlige mahkum edilen ve cezasi bittikten sonra da uzun süre orada kalan Halikarnas Balikçisi’nin öncülügünde 1945 de yapildi.Bu gezide Sabahattin Eyüboglu , Bedri Rahmi Eyüboglu , Sabahattin Ali , sair Fuat Ömer Keskinoglu ve Benya adindaki omen dostları , Samim Karagöz’ün sagladigi “ Macera “ isimli tekneyle Kusadasın’dan çikip serüvenli bir yolculukdan sonra Bodrum’a ulastilar. Ikincisi, aralarinda yine Halikarnas Balikçisi , Sabahattin Eyüboglu ve Azra Erhat’in da bulundugu birçok yazar ve sanatçidan olusan bir grupla 1956’da yapilan Mavi Yolculuk , özellikle 1961 ve 1962 den sonra Sabahattin Eyüboglu’nun öncülügünde “Hürriyet” adli tekneyle gerçeklestirildi.Genellikle Gökova körfeziyle Marmaris Antalya arasindaki kiyilarda gerçeklestirilen yolculugun amaci eglenceden çok dogadan kopan insani dogayla yeniden bulusturmak ve cografyayla tarihi kültür hazineleriyle birlikte dogal güzellikler içinde özümsemekti. Halikarnas Balikçisi bu dönemde arkadaslari Sabahattin Eyüboglu ve Azra Erhat gibi hümanist aydinlarla küçük balikçi veya süngerci tekneleriyle birkaç günlük kisa Gökova turlari yapmaya basladi. 1950 ortalarindan itibaren her yil artan sayida insanin katilimi ile sürdü bu geziler. Bu turlara “Mavi Yolculuk” adini çok mütevazi sartlarda baslayan bu ilk yolculuklari yapanlar verdiler.Sabahattin Eyüboglu’nun ölümünden sonra(1973) bu gelenek dört ayri koldan ( Oguz Akan , Ali Ugur, Mehmet Eyuboglu ve Cengiz Bektas gruplari) 1987’ye kadar sürdü. Azra Erhat bu yolculuklarin felsefesini ve kendi gözlemlerini Mavi Anadolu (1960), Mavi Yolcuk (1962) ve Karya’dan Pamfilya’ya Mavi Yolculuk kitaplarinda dile getirmisti.

BALIKÇIYA SELAM

“Anadolu’da gelismis bütün uygarlıkları “bizim” sayıp
bunları bizlere de tanıtan ve sevdiren bütün insanları
Balıkçı’nin MERHABA’sı ile sevgiyle anıyoruz.

Editör

Like it? Share it!

Leave A Response