Nükhet Ruacan.. Caz müziğini sevdiren sanatçı

NÜKHET RUACANNükhet RUACAN .. Caz müziğinin ülkemizde sevilmesine ve dolayısıyla sanata inanılmaz katkıda bulunmuş olan bu “hanımefendi, kişilikli, olgun ve kültürlü” – GERÇEK – sanatçıyı hep sevgi ve saygıyla hatırlayacak caz severler .. ve sanatseverler ..

Türkiye’de caz denilince ilk akla gelen büyülü sesin sahibi sevgili Nükhet RUACAN’ ı yitireli epeyi zaman oldu. Türkiye’mizin “DEĞERLERİNE, GÜZEL İNSANLARINA” yer verdiğimiz bu sitede bu çok güzel ve özel insanı da anmak istedik ..

Nükhet RUACAN .. Caz müziğinin ülkemizde sevilmesine ve dolayısıyla sanata inanılmaz katkıda bulunmuş olan bu “hanımefendi, kişilikli, olgun ve kültürlü – GERÇEK – sanatçıyı hep sevgi ve saygıyla hatırlayacak caz severler .. ve sanatseverler ..

Sevenlerinin, Sevgili Nükhet RUACAN hakkında yazdıklarından bazı bölümleri aşağıda aktarıyoruz .. Bunlar onun ne kadar “ÖZEL” olduğunu anlatıyor zaten;

TURKIYEINTERNETTE

“10. Ankara Caz Festivali’nin açılış konserinde Cazın Kartalları Orkestrası eşliğindeki yorumları kalbimizde yaşayacak. Nice caz severin gönlünde kurduğu tahtta huzur içinde uyumasını diliyoruz. Biz konserlerimizle, festivallerimizle onu yaşatmaya devam edeceğiz.”

“Senin hakkın ödenir mi Nükhet?
Caz müziğimizin divası’ydı… Çok şey kattı dinleyicilerine, öğrencilerine… Bugün Nükhet RUACAN’ ın cenazesinde soracaklar “Hakkınızı helal ediyor musunuz?” diye. Peki, biz onun hakkını ödeyebilecek miyiz?”

“İstanbulluların kışlıkları dolaba kaldırmaya kesin olarak ikna olduğu bir günde bizi terk etti caz müziğimizin DİVASI sıfatını hak ederek kendine çok yakıştıran şarkıcımız Nükhet RUACAN. Mayıs ayının en yumuşak eliyle tenleri okşadığı bir akşamüstünde, şehrin mutluluk veren notalı seslerine eşlik etmekten bir anda vazgeçti. Oysa o akşam çıkarılarak ele alınan ceketlerin baskısından kurtulan tişörtler, ne kadar da hazırdı onun tatlı sesiyle bir hafta sonu konserinde efil efil havalanmaya. Her şey hazırdı, onu bekliyordu. Ancak yoklamada sesi çıkmayan tek kişi oydu.

Ne kadar da seviniyorduk tekrar sahnelere dönerek bizleri o meleksi sesinden mahrum etmeyeceğine. Tam da kendimizi alıştırmıştık kanına giren düşmana karşı verdiği savaşta galebe çalmış olması haberine. O yüzden bir anda oldu gibi geldi bize her şey. Vereceği daha çok şey vardı öğrencilerine, dinleyicilerine ve ülkemizin caz kültürüne. Bu tatlı borcu öğrencilerine devrederek ayrıldı aramızdan.”

NÜKHET RUACAN’IN HAYATI

1951 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Nükhet Ruacan, öğrencilik yıllarında iyi bir görüntü çiziyordu. Ta ki müzik denen yaşam iksiri kanına girene kadar. İşte o zaman dersleri kötüledi ve kendini ağabeyi Neşet’in plaklarına vurdu.

Sonradan kendisine ve sanatına yol gösteren Nina Simone, Nancy Wilson, Sarah Vaughan, Bill Evans, John Coltrane, Miles Davis, Ron Carter, Ray Brown; hepsini onun güzel kokulu plaklarından tanıdı.

Bu heves filizlenmeye aday olduğunda ilk teklifi piyanist Emin Fındıkoğlu’ndan almıştı. Ustanın peşine düştü; orkestrasıyla birlikte İsviçre ve Norveç’e gitti. 1977’de memlekete döndükten sonra tozunu yutmadığı kulüp, sahnesini aşındırmadığı festival bırakmadı.

Pop müziğinin çiçekli böcekli yıllarında tuttu bir de plak yaptı; “Ruacan” adında. Her caz albümü gibi zamanında hak ettiği ilgiyi görmedi, şimdi pırlanta taşlı altın yüzük değerindeki bu plak da.

Plaklarla sınırlı kalmıyordu sevgisi. Dağlara taşlara taşıyor; resme ve fotoğrafa uzanıyordu. Parmak ucuyla deklanşöre yansıyan ruhunun saflığı, Bülent ORTAÇGİL’ in efsane albümü “Benimle Oynar mısın?” ın kapağındaki çocuk resminde vücuda geliyordu.

Hayatı seviyordu; caz müziğiyle eşeyleşmiş bir hayatı daha da çok seviyordu. İki evlilik gördü bu sevgi dolu kadın. Ancak ne talihsizliktir ki her iki eşinden de, insanların genelde en çok eğlendikleri günde, bir yılbaşı günü ayrıldı.

Hasretleri, özlemleri ve kederleriyle buluşan maaşı ödenmemiş sevgisi bir fatura çıkarmaya hazırlanıyordu kendisine sinsice.

ÖLÜMCÜL HASTALIĞA YAKALANIYOR

Bu fatura maalesef ağır oldu. Kan kanserine yakalanmıştı Nükhet Ruacan. Doktorların yanı sıra psikiyatrlara da görünüyordu. Sadece ölümle değil, ölüm korkusuyla da cebelleşiyordu. Sürekli kafasında hissettiği bu korkuya karşı, sevdikleri dışında yegâne silahı müzikti.

6 Mayıs Pazar günü saat 16.40’ta Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi’nde yaşama gözlerini yumdu.

“HER ÖLÜM ERKEN ÖLÜMDÜR” demişti şair Cemal Süreya. Sadece 56 yaşındaydı Nükhet Ruacan. Arkasında yüzlerce öğrenci ve içine caz tohumu ekilmiş sayısı belirsiz dinleyici kulağı bıraktı. Şimdi biz bugün o tohumlardan fışkıran çiçekleri, onu bizlerden ayıran toprağının üzerine serpeceğiz.

Murat Beşer
http://www.milliyet.com.tr/2007/05/08/magazin/amag.html

Müzisyen dostlarının RUACAN için söyledikleri;

Selçuk Sun (Müzisyen):
“Her şeyden önce çok iyi bir insandı. Herkesin arkasından böyle konuşurlar, ama o gerçekten iyi bir dost ve şarkıcıydı. Nükhet pırlanta gibi bir insandı. Daha çok gençti. ABD’de eğitim gördü, müziği iyi biliyordu. Bildiklerini de sahnede yansıtabiliyordu ki bu çok önemli bir özelliktir.”

Emin Fındıkoğlu (Müzisyen):
“Eski şarkılara modern bir yaklaşım getirdiği için beni her zaman etkiledi. Ses rengi çok sıcak, İngilizcesi çok düzgündü. Geleneksel ile çağdaş arasında bir köprü kurmaya her zaman özen gösterdi, bu konuda da çok başarılıydı. Deneyimlerini son yıllarda öğrencilerine aktarmayı da ihmal etmedi.”

Zuhal Focan (Jazz Dergisi Genel Yayın Yönetmeni):
“Türk caz dünyası için çok önemli bir kişiydi. Güzel şahsiyetinin, iyi insanlığının ötesinde, çok iyi bir eğitmendi. Ardında pırıl pırıl gençler bıraktı. Bizim için beklenmedik bir ölüm oldu, çok üzgünüz.”

Kerem Görsev (Müzisyen):
“Nükhet Ruacan, Türkiye’deki bütün caz şarkıcılarının idolü olmuş, cazın gelişmesini sağlamış insanlardan biriydi. Yaşamının sonuna kadar cazdan başka bir tarza yönelmedi. Bundan birkaç ay önce İstanbul Jazz Center’da bir konser vermişti. İyi ki de gelmiş, burada çıkmış. Anısı her zaman kulüpte yaşayacak.”

Önder Focan (Müzisyen):
“Nükhet Ruacan, Türkiye’nin önde gelen caz şarkıcılarından biriydi. Hem kendi performansıyla herkese örnek oldu hem de hocalık yaparak pek çok kişiyi eğitti. Onu kimse unutmayacak.”

TURKIYEINTERNETTE.COM

Like it? Share it!

Leave A Response