Düşmez kalkmaz bir Allah derler ya.. Bir de “dinsizin hakkından imansız gelir” diye bir deyiş vardır hani.. Ülkede öyle şeyler oluyor ki bilhassa son 4-5 senedir, insanın aklını yiyeceği geliyor hani..
Evet önce Türk Ordusunun neredeyse bütün subaylarının Ergenekoncu ve darbeci diye içeri tıkılışı – tabii ki cemaat ve idare işbirliğiyle, ondan sonra Gezi olayları ve de muhteremin otoritesinin fena yara alması ve karizmasının çizilmesi, ondan sonra Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluk iddiaları ve akabinde de orduyu içeri tıkma kumpasında ortak gayret gösteren tarafların birbirine can düşmanı kesilmesi.. İşte bütün bunlar bir “fantastik” filme bile zor sığar, gel gör ki gerçek oldu hepsi..
Şimdi ise son olarak bomba gibi bir haber daha gündeme düştü; Hükümet (tabii malum şahsın yönlendirme ve talimatları doğrultusunda) Cemaati belgeye ‘ulusal tehdit’ olarak sokmayı başarıyor sonunda.. İnanılır gibi değil, kardeşlerin kanlı bıçaklı savaşında son perde yani..
Evet, hükümetin “paralel devlet” ilan ederek savaş açtığı Gülen cemaatinin, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde “ulusal güvenliği tehdit eden” bir yapılanma olarak yer alması planlanıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hafta sonu gerçekleştirdiği Karadeniz programında, ardından da önceki günkü Marmara Üniversitesi akademik yılı açılışında yaptığı konuşmada, cemaatle ilgili sert mesajlar vermişti. Hafta sonu “Onlarla ilgili çok daha farklı bir adımı atacağız. Çünkü bu operasyon öyle lokal değildir. Geneldir ve bunun adımını atacağız” diyen Erdoğan, daha sonra bu konuşmasını biraz daha açarak “Bu ay yapacağımız Milli Güvenlik Kurulu toplantısında benim de önemli bir gündemim olacak, o da bunların yanında ülkemizi tehdit eden hangi unsurlar varsa, bunlara yönelik Milli Güvenlik Belgesi’nin gözden geçirilmesidir” demişti.
Erdoğan’ın bu sözlerinden saatler sonra MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, Bakanlar Kurulu toplantısının hemen ardından Başbakanlık’a giderek Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşmüştü. Görüşmede, 30 Ekim’de yapılacak MGK öncesinde cemaatin “Kırmızı Kitap”a nasıl dahil edileceğinin ele alınacağı konusunun da ele alındığı belirtiliyor.
MGK’nin 30 Ekim’de yapılacak toplantısında Gülen cemaatiyle ilgili kritik kararların alınması bekleniyor. Bu çerçevede Gülen cemaatinin, MGSB’de “ulusal güvenliği tehdit eden” bir yapılanma olarak yer alması bekleniyor. 2000’li yılların başında yürürlükte bulunan MGSB’lerde Gülen cemaati “irticai faaliyet” başlığı altında yer alıyordu. MGSB’de tehdit algılaması içine giren örgüt ve yapıların her türlü teşkilatlanması, ekonomik faaliyetleri ve yurtdışı bağlantıları izlemeye alınıyor ve bunları önleyici tedbirler yaşama geçiriliyor.
KAYNAK: MEDYA
