CHP koalisyon hükümetinin kurulamaması ve Davutoğlu’nun geçici seçim hükümeti kurma planıyla ilgili olarak en yetkili ağızlardan biri kanalıyla şunları ifade ediyor:

“Bütün seçenekleri tüketen iki ana akım var burada. AKP ve bir de Milliyetçi Hayır Partisi ile karşı karşıyayız. Ortak seçim beyannamemiz var. Gelin birlikte terörü araştıralım dediler hayır dediler. En nihayetinde siz başbakan olun dedik hayır dediler.

Biz bir koalisyon olması gerekliliğine yürekten inanmış olarak, bütün güçlüklere karşı göğüs gererek, 13 yıldır icraatlarının her 13 dakikada eleştirdiğimiz partiyle oturduk. Sayın Genel başkanımızın, Davutoğlu ile görüşmesini dün açıkladı. Ama biz çözümü önerdik. Ortak katların en küçüğünde buluşup yüz güldürmeyi önerdik. Bu mecliste son 6 dakikalarda neler yapılmıştır. Ama birisi geliyor, elindeki anayasal yetkiyi kötüye kullanıyor ve görevlendirmeyi yapmıyor.

Türkiye o 32 günlük süreci, MHP’nin hayır hayır hayır diyerek seçenekleri tüketmiştir. HDP’ den destek almam vermem, eyvallah. CHP ile birlikte olmam, azınlık olmam, iktidarda olmam. Ana muhalefette olacağım. Ya AKP CHP koalisyonu erken seçim kaldı. MHP’nin ‘hayırları Türkiye’yi hayırlı bir sonuca getirmedi.

AKP dedi ki, üç ay boyunca özel gündemli bir seçim hükümeti kuralım. Biz dedik ki çözüm hükümetine ihtiyaç var. Biz ne bakanlık ne kırmızı plaka peşindeyiz. Biz vatandaşa verdiğimiz sözleri tuttuk.

Kurulacak seçim hükümetini, YSK’nın 90 günde seçime götüreceğini söylediler. Ama sonuçta 60 gün ila 90 gün içinde bu seçim hükümetini anayasamız zorunlu kılıyor. Diğer seçeneklerin hepsi yaşanıp görülecek. Bugün seçimlerin yenilenmesi kararını verirse, 5 gün içinde hükümet kurulması gerekecek.”

Evet, görüldüğü üzere ve aklı başında milletin çoğunun da basın ve medyadan net olarak takip edebildiği gibi, AKP ve en tepedeki kişi koalisyonun gerçekleşmemesi yönündeki tercihin belli etti. İşin ilginç tarafı MHP’ de bu işe “her şeye hayır diyerek” bayağı bir çanak tuttu.

Şimdiyse artık belli ki yukarıdaki kişinin arzusu ve planları paralelinde ülke tekrar seçime gidiyor ve bakalım halk bu kendi aleyhine olan tercihi “cezalandıracak mı yoksa ödüllendirecek mi” göreceğiz.

Zaten ödüllendirirse artık ağlamasına da gerek yok hiçbir şekilde.

Editör