Referandum hamlesinden sonra MHP tabanında neler oluyor?

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin çok kısa süre önce bütün beyanat ve iddialarını inkar edercesine tamamen zıt bir tutumla MHP’yi AK Parti’nin “Başkanlık Yasası” ortağı haline getirmesinden sonra bu partinin içten ve hatta derinden sarsıntılara maruz kaldığı anlaşılıyor

Bunu nereden anlıyoruz? Bahçeli’nin bu tutarlılık içermeyen politika biçimine ve kararlarına isyan ederek açıklamalar yapan (ve sonra tabii kovulan) veya doğrudan beyanatlar vererek istifa eden yöneticilerden anlıyoruz öncelikle. Diğer taraftan yapılan bazı anketler ve uzman kişilerin sahadan getirdikleri bilgiler de bu tespiti ciddi şekilde destekliyor.

Bu kapsamda ve bu iddiayı destekleyecek mahiyette bir gelişme de şöyle:

Tabanının, genel merkezin aksine ‘partili cumhurbaşkanlığı’na desteği tartışılan MHP’de, genel başkan adayları ve ‘Hayır’ diyen vekiller bir araya gelerek, ‘Türk Milliyetçileri ‘Hayır’ Diyor’ isimli bir platform kurdu. Yeniçağ yayın organının haberine göre, söz konusu platformda, partide genel başkanlık kongresi için mücadele ederken ihraç edilen Sinan Oğan, Koray Aydın, Meral Akşener ve Ümit Özdağ’ın yanı sıra, ‘Hayır’ oyunu daha önce açıklayan MHP’li vekillerin bulunduğu kaydedildi. Konuyla ilgili olarak yapılan toplantıya, ülkücü camianın ‘Aksakallı’ dediği önemli isimler de katıldı. Toplantının ardından yayınlanan ortak bildiride 18 Şubat’ta ‘Türk Milliyetçileri ‘Hayır’ Diyor’ temalı bir toplantı yapılacağı belirtildi.

Ortak bildiride şunlar söylendi:

 “30 Ocak 2017 tarihinde Türkiye’yi tek adam rejimine götürecek olan başkanlık sistemine geçiş için yapılan anayasa düzenlemelerini istişare etmek ve yürütülecek olan “Hayır” kampanyasının detaylarını görüşmek üzere bir araya geldiğimizi ve aşağıdaki kararları aldığımızı Türk milletine saygıyla duyururuz.

Dört genel başkan adayı, Milliyetçi Hareket Partisi’nin mecliste referanduma “hayır” diyen 26. dönem milletvekilleri, önceki dönemlerde TBMM’de partimizi temsil etmiş milletvekillerimiz ve ülkücü hareketin aksakallarının önemli bir kesimi ile yapmış olduğumuz istişare toplantısında Türk milletinin kaderini belirleyecek süreçle ilgili önemli kararlar alınmıştır.

Referanduma kadarki dönemde hayır kampanyasının verimli yürütülmesi adına çeşitli alanlarda çalışmalar yapılması ülkemizin geleceği açısından son derece kritik rol oynamaktadır. Bu çerçevede ilk olarak 18 Şubat 2017 tarihinde Ankara’da Milliyetçi Hareket Partisi’nde geçmiş dönemlerde ve şimdi siyaset yapan değerli şahsiyetlerin de iştirak edeceği “Türk Milliyetçileri ‘Hayır’ Diyor” temalı, geniş katılımlı bir toplantı düzenlenmesi ve yürütülecek “Hayır” kampanyası için ilk adımın atılması kararlaştırılmıştır.

Bunun yanı sıra fikir alışverişinde bulunmak amacıyla referandumda hayır kampanyası yapacağı düşünülen merkez sağda siyaset yapan partilerimize de ziyaretlerin yapılması planlanmaktadır.

Türk milletine saygı ile duyurulur.”

Öyle görülüyor ki Ak Parti’nin güvenerek yola çıktığı MHP referandum kampanyası sürecinde ve neticede iktidar partisi ve onun ebedi başkanına ciddi sıkıntılar yaşatabilir. Hani bir söz var ya “Güvendiğin dağlara kar yağdı” diye, sanırız bu deyiş ve ihtimal bazılarının rüyalarına girmeye başlamıştır bile şimdiden. Zira “Hayır cephesinin önemli oranda büyüme eğiliminde olduğu anlaşılıyor. Hatırlanacağı üzere MHP’de son dönemde ‘Hayır’ oyu vereceğini açıklayan teşkilat başkanları birer birer görevinden alınırken, son olarak da Ankara Gölbaşı İlçe Teşkilatı da tamamen feshedilmişti. Diğer taraftan birçok anket, en fazla kararsızın MHP seçmenleri arasında olduğunu gösteriyor. Analistler de, MHP seçmeninin belirleyici olacağına vurgu yapıyor. Partinin önemli vekillerinden Yusuf Halaçoğlu, partide ‘Hayır’ kampanyası yürüteceklerini kısa süre önce açıklamış, kendilerinin sokağa çıkabileceğini ancak bunu teklife destek veren parti genel merkezinin yapamayacağını söylemişti.

Bu arada Bahçeli için tek şansın referandumda evet çıkması olduğu sanılabilir. Zira aksi halde (ve esasında her durumda) koltuğunu koruması hiçbir şekilde mümkün olmayacaktır. Fakat işin ilginç tarafı çıkacak bir “evet” sonucu bile kendisinin siyasi hayatını daha ne kadar uzatabilir, o da şüphelidir. Zira öyle görülüyor ki MHP genel başkanı özellikle son dönemde tutarsız ve parti tabanı arzusuna aykırı bir siyaset izleyerek miyadını  doldurmuş bir lider sıfatını maalesef hak etmiş bulunuyor. Biliyoruz ki bir lider tabanının desteğini (hem de bu örnekte olduğu gibi büyük ölçüde) kaybettiğinde liderlik vasfı da, ünvanı da çok uzun süre geçmeden elinden gidecektir. Dünyada çok fazla sayıda örnekleri yaşanmıştır bunun, bugüne kadar. Özetle Bahçeli her durumda uzatmaları oynamaya mahkumdur… Yapmış olduğu hayati hatalar nedeniyle… Umut edilir ki o hataların bazıları ülkemiz için aynı ölçekte ölümcül hatalar haline dönüşmesin…

Editör

Like it? Share it!