Şeytan Rıdvan’ın “Referanduma Evet” kampanyasının düşündürdükleri

Bir zamanlar Fenerbahçe’nin en büyük yıldızı… Hatta Türk futbolu açısından da gelmiş geçmiş en iyi hücum oyuncularından… Çok büyük özellikleri olan ve taraflı tarafsız herkesin büyük beğeniyle izlediği bir futbol stiline sahip bir futbolcu… Rıdvan Dilmen…

Bununla beraber özel hayatına dikkat etmediği ve hatta bu yüzden bir türlü tam olarak atlatamadığı söylenilen sakatlıklar nedeniyle verebileceklerinden çok daha azıyla yetinmek zorunda kalan “ŞEYTAN” lakaplı zeki ve yetenekli sağaçık… (gerçi dürüst olalım şanssızlık da var)

Daha sonra ise partneri Güntekin Onay’ın da büyük katkılarıyla NTV’de roket gibi hızla yükselen bir futbol yorumculuğu kariyeri ve cebe atılan (bereketini görsün) milyonlarca dolar (veya dolar karşılığı TL Allah bilir)… Taraflı tarafsız herkesin merak, ilgi ve beğeniyle izlediği ünlü bir yorumcu profili (her ne kadar son zamanlarda kendini her vesileyle methetme megalomanlığı sıkıntı boyutuna geldiyse de)…

İşte tam da bu noktada kendisine sormadan edemiyoruz (herşeyden önce yarım asırlık Fenerli olarak); Kardeşim, tamam sen cumhurbaşkanı ağabeyinle iyi ilişkiler içerisindesin, herkes biliyor bunu… Kimseyi de fazla ilgilendirmez neticede… Senin tercihin kimlere yakın duracağın… Ama Türkiye’nin kaderini kökünden değiştirecek bir “hayati” konuda, bilip bilmeden, anlayıp anlamadan, neticelerini tartma zahmetini bile (muhtemelen) göstermeden – ki o bilgi birikimine sahip olduğun su götürebilir muhtemelen – neden “resmen” taraf olursun… Lafı kıvırmaya hiç gerek yok “Kendi tercihim, mahalle baskısı” filan gibi demagoji örnekleriyle. RESMEN VE ALENEN TARAFSIN… Taraftan da öte… ELEMANSIN yaa… Bu işin mücadele boyutunda “önlerde saf tutmuş hatta kendini kampanyanın lideri ilan etmiş olan”…

Sana kimse “Neden evet veya hayır diyorsun?” deme hakkına tabii ki sahip değil? Ama bu işin cephede öncüsü gibi ortaya çıkıp böyle bir kampanyanın parçasını bırak sahibi olmak hiç mi hiç yakışmaz ve de yakışmadı.

Evet sen belki daha da çok milyonları garanti etmiş olabilirsin ama Rıdvan Efendi, senin hakikaten çok daha fazla milyona ihtiyacın mı var ki? Eskiden “kumara para yetiştiremiyor”  filan gibi söylentiler olurdu (su altından yürüttüğün zamparalığın keza bayağı dillenmiştir). Bu kadar çok mu ihtiyacın var paraya Rıdvan Efendi? Seni başının tacı olarak gören ve onlar sayesinde (başkası değil, yanılma) bugünlere geldiğin Fenerbahçe taraftarını neredeyse komple karşına alacak kadar mı gözün karardı a Rıdvan?

Gerçekten de yazık ettin kariyerine… Belki daha milyonlar kazanacaksın ama artık inan bana Fenerli Rıdvan’dan başka bir şeysin sen.. Ha bu arada söyleyeyim; “Çok da umurumdaydı sanki” dediğini duyar gibi oluyorum,  Rıdvan…

Ne diyelim inşallah hayırlı olur hakkında.

Not: Bu arada Barış Atay’ın önerisine var mısın, madem bu kadar iyi bir şeymiş bu “evet”? Haydi bir araya gelin de medeni medeni tartışıverin bir bakalım, ne dersin? Olmaz değil mi? İlahi Rıdvan.

Like it? Share it!