Başlığa bakınca kimseye hakaret ettiğimiz filan sanılmasın aman sakın…
Zira bahsettiğimiz bu domuzlar “orman kaçkını” olup İstanbul Boğazı’nın serin sularının yeni müdavimleri olmaya aday..
Ne garip değil mi, bu antik kentin binlerce yıllık tarihinde ilk defa gerçekleşen bir olay; Sonunda domuzları “denize” indirmeyi başardık milletçe (hadi yönetimler demeyelim neme lazım..)
Hani dağdan şehre inen ayı hikayeleri çok boldur da – hatta bizde de milyonlarca görülmüştür – ormandan deniz inen domuz olayı bir ilk.. Ne mutlu ki bunu da başardık ve görebildik sonunda..
Ha unutmadan söyleyelim biz bu önemli işi başarırken, bizim “GAVUR” (kafir, dinsiz vesaire) diye kendi “MUHTEŞEM” aklımızca hor görüp küçümsediğimiz eloğlu tam da bugün insanlık tarihinde yeni bir keşfe imza atmak üzere.. Eloğlunun uzaya gönderdiği robot bugün yüzbinlerce km ötede bir yıldıza inerek insanlık için gerekli çok önemli bilgileri toplayacak muhtemelen.. Ama önemli değil.. Onlar gavur altı üstü…
Halbuki bizim çocuklar Irak ve Suriye’de kafa kesip futbol oynuyorlar onunla.. Hem de kimin kafasını? Kendileri gibi İslam’a inanan ama “farklı” mezhepten olanların.. Ne aşkına? İslam’ı yayma aşkına..
Bu arada düşünüp dururken bu domuzların hangi cüretle İstanbul’un düzenini bozmaya “kalkıştıklarını”, beynimizde birden bir şimşek çaktı.. Yahu, bu domuzlar da paralel olmasın? Kaos ve karışıklık yapmak ve kamu düzenini bozmak üzere gelmiş veya hatta “GÖNDERİLMİŞ” olmasın..?
En iyisi, bazı bilen muhteremlerin açıklamalarını beklemek bu konuda.. Bakalım onlar bu domuz olayını nasıl değerlendirecekler? Malum son zamanlarda bu paralel denilen yapı akla hayale gelmeyecek her yerden fışkırıyor.. Neredeyse, tuvalete gittiğimizde klozetin üstüne oturmaya bile korkar olduk..
Allah korusun, değil mi ama?
Editör
