Evet, Eylül Ekim derken sonbahar’da geçiyor ve de “KIŞ” kapımıza dayandı bile..

Yine soğuklar, yağışlar ve hatta kar (umulur ki olsun zaten) ve üşütmeler, nezle, soğuk algınlıkları, sinüzit ve hatta grip hep olasılık dahilinde hepimiz için.. Hatta, kaçınılmaz bile oluyor neredeyse maalesef.. Pekiyi bu zor hava koşulları bizi beklerken önümüzdeki günlerde, sizin bedeniniz bu mücadeleye hazır mı acaba?

İşte ünkü uzman bu konuda aşağıdaki önemli ve bizce de gerçekten faydalı bilgileri paylaşıyor bizlerle.. Okuyup öğrenmekte yarar var… Zira bu şekilde bağışıklık sistemimizi güçlü tutarak söz konusu hastalıklardan uzak durabilir böylece işimizi gücümüzü, okulumuzu da aksatmamış oluruz.

Bu konuda dikkat edilecek önemli noktalar şunlar:

Vücudunuz yeterli D vitamini stokladı mı? En güçlü bağışıklık ilacı budur deniliyor. Eğer bunu en güçlü kaynak olan güneşten alıp stoklamadıysanız o zaman destekleyici hapa müracaat akılcı çare gibi görünüyor, maalesef.

B12 rezervleriniz yeterli seviyede mi? Bağışıklık için öok önemli olduğu belirtilen B12 de bir eksiklik olması durumunda takviye hapları mevcut.

Probiyotik durumunuz nasıl? Probiyotik bakteriler bağırsaklarda yaşayan faydalı mikroplar. Güçlü bir bağışıklık için güçlü bir probiyotik yapılanmasına sahip olmanız lazım.  Bunun için de probiyotik içeriği güçlü besinler tüketmek gerekiyor. Doğal yolla mayalanmış süt ürünleri (kefir, yoğurt, peynir, ayran) en zengin probiyotik kaynakları.

Protein tüketiminiz yeterli mi? Bağışıklık sisteminin en çok ihtiyaç duyduğu bu besin grubu olmazsa bağışıklık güçlü kalamıyor. Bu nedenle olanaklar ölçüsünde daha sık ve bol et, balık, tavuk, yumurta, sakatat ve bakliyat tüketmek gerekiyor.

Yeterli Omega 3 alıyor musunuz? Omega-3 yağları da önemli bağışıklık desteği maddeler. Bilhassa çocuklarınızın bağışıklığını güçlü tutmada “B vitamini-probiyotik-omega-3” üçlüsünü kesinlikle ihmal edilmemeli deniliyor. En çok Omega-3 içeren gıdalar balık/balık yağı, yumurta, süt ürünleri, ceviz ve sebzeler olarak biliniyor.

C vitamini alımınız yeterli mi? Daha çok sebze ve daha dengeli meyve tüketinek bu konuda en akılcı yol. Yeşilbiber, kabak, salatalık, portakal ve mandalina da en doğru seçimler olarak görülüyor.

Antioxidanları ihmal etmemeli: Bağışıklık sisteminin gücüne güç katan örneğin, domates likopen içeriği nedeniyle, portakal C vitamini zenginliği ve hesperidin mucizesiyle, mor/siyah/kırmızı sebzeler gibi özel bazı antioksidanlar var.  Aynı desteği soğan ve elmadaki kuvarsetinin, sarımsaktaki allisin, karnabahar, lahanadaki indollerin de sağlayabileceği belirtiliyor. Tabii ki antioksidan güçleri nedeniyle kış aylarında daha bol yeşillik, baharat tüketmekte fayda görülüyor.

Un ve şekerin zararlarına dikkat etmeli: Şeker ve un bağışıklık sistemini görev yapamaz duruma getiren en olumsuz ikili olduğu biliniyor. Kış aylarında bedenimizin bizi daha çok un/nişastalı ve şekerli besin tüketmeye zorlayacağını ve bunun da pek de yararlı olmadığını bilerek davranmakta fayda var.

Allkolun zararını da belirtmek gerekiyor: Alkolün her sistemde olduğu gibi bağışıklık sistemine de son derece önemli zararlar verebilen bir toksin olduğunu bilerek davranmayı tavsiye ediyor bilim adamları.

Grip aşısı konusu ise halen de tam açıklığa kavuşmuş değil insanımızın aklında. Yani bunu kullanmalı mı, kullanmamalı mı? İşte bu soruya da şöyle bir yanıt getiriyor bilim adamları:

“Herkesin koruyucu bir grip aşısı yaptırması şart değil. Sadece risk grubundaysanız aşı yaptırmayı düşünün. Bunun için de mümkünse hekiminizle görüşün. Diyabetlilerin, organ yetmezliği, özellikle solunum yetersizliği olanların, ileri yaş nedeniyle düşkün durumdakilerin aşılanmaları tavsiye ediliyor.”

Editör / Kaynak: Medya (Hurriyet)