Türk insanının “modern” ve çağa gerçek anlamda ayak uydurabilecek onunla bütünleşebilecek bireyler olarak değil de, söylenene biat edecek – özellikle de din kullanılarak – ve korku unsurundan azami ölçüde faydalanıp kendisine ne yapması söylenirse, “amirimdir” 🙂 deyip sorgulamadan kabul edecek bireyler olarak yetişmesini sağlamak için...

Bu hafta size önereceğim kitap, LimitSizsiniz… Mümin Sekman kişisel gelişim ve sosyal başarı türünde kitaplar yazar. Bu kitapta o türde, yol göstericiniz olacak bir kitap. Yaşama küsenler, hayat benim için artık bitti diyenler, kafeslerinden çıkamayanlar, her elini attığında başarısızlık bulup, yaşamı boşverenlerden misiniz? Yanıtınız...

Türkiye’nin KANATLI (tavukçuluk) sektörüne gerçekten de en büyük hizmeti veren firmalarından biri olan REFARM A.Ş. 30 yılını da geride bıraktı… Bundan onlarca yıl önce Türkiye’de tavukçuluk sektörü diye bir alan olmadığı zamanlarda, ülkemize yurt dışından her türlü teknoloji ve bilgiyi ithal eden/getiren yerli üreticilerin kullanımına...

Vatandaşı soymanın artık çok olağan – standart ekmek parası kazanma – olarak algılandığı ülkemizde ekmeğini topluma gerçekten de değerli bir şeyler sunarak hak edip kazanan insanlarımız da var.. Umut edilir ki bunların sayısı soyguncuların sayısını kat be kat geçsin.. Geçsin ki dünya yaşanılabilir bir yer olsun yine.. Örneğin, entelektüel...

Başımızın derdi KPSS. Tüm sınavlar gibi. Çok fazla ciddiye de almamak lazım, ama çalışmadan da mümkün değil. Hayatın kendiside bir sınav değil mi zaten?  Okul çağı ile başlayan ve çeşitli şekillerde devam eden bir yarış adeta. KPSS sınavına girecek olanların sıkı çalışması gerektiğini biliyoruz. Peki çalışma metotlarından neyi ve...

Bir gün, İstanbul’da minibüste gidiyoruz Merter civarında.. Süratimiz de 80-90 filan var rahatlıkla Aniden minibüsün ön camı patladı.. Fakat cam dağılmadı.. Dağılmadı ama “tuz buz” vaziyette yani önü görmek mümkün değil.. Biz de arka koltuğa yakın oturuyoruz.. Tabi huyumuz icabı seslendik arkadan hemen” Şoför arkadaş biraz yavaş gitsene.....

Güzel ülkemde kitap okuma alışkanlığının her geçen gün azalmasının nedenlerinden biri de dizileştirilmiş kitaplar olsa gerek. İnternet ve televizyon sayesinde zaten az okuyan bir toplum olan ülkem insanları daha da az okur hale geldi. Hele hele yeni nesil kitap okuma alışkanlığını bilmez oldu. Ne aileler ne de epitim kurumları yeterli teşviği...

“AT AVRAT PUSAT” .. Binlerce yıl öncesinden gelen ve Türk erkeği için “HERŞEYİ” ifade eden SLOGAN .. Yani nerdeyse hayatın ve varoluşun manası .. Binlerce yıl önce Atalarımız için uğruna her şeyin feda edilebileceği 3 şey .. Bugüne geldiğimizde ise bu 3 şeyin tercümesi “ARABA, KADIN ve SİLAH”.. Bugün yani binlerce yıl sonra...

Günümüz gençlerinde ve çocuklarda kitap okuma alışkanlığı oranı düşüş gösteriyor. Bunda ailelerin ve de hatta okulların rolü de yok değil. Keşmekeş bir düzen içinde hayat mücadelesi iiçinde çocuklarımızla yeteri kadar ilgilenilmediğini düşünüyorum. Onların sosyal bir birey olmalarına fazla da destek olunmadığını düşünüyorum. Öncelikle...

Teknolojideki hızlı değişim, para kazandıran mesleklerin de farklılaşmasına neden oldu. İşte yüksek gelir getiren yeni gözde meslekler… İşsizlik Türkiye’de en büyük sorunların başında geliyor. Yıllarca okuyup iyi bir iş bulma hevesiyle mezun olan her 4 gençten 1’i işsiz… Şanslı olan kısımda yer alıp, iyi kötü bir iş bulan...