Türkiye için gerçek bir yılan hikayesi: “AB’ye kabul edilmek” bir hayal mi?

JUNCKERKendimizi bildik bileli bir Avrupa Birliği üyeliği konusu duyarız. Türkiye için en önemli, olmazsa olmaz bir hedef olarak sunulmuştur çoğu hükümetlerimiz tarafından… Ne de olsa Avrupalıyız ya (bilmiyorum hala öyle miyiz gerçi son yıllarda yaşanan büyük olaylar be değişimden sonra)…

İşte Avrupalı dostlarımızda bizi onlarca yıldır oyalamaklar meşguldürler… Bir gün “Avrupa Birliği Türkiye’siz olmaz.. ertesi gün “Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden ne işi var canım” muhabbeti yıllardır sürer gider.. Gına getirir, bıktırırcasına..

İşte yine böyle bir dönemden geçiyoruz şüphesiz bugünlerde… Nitekim birliğin en önemli adamı çıkıp “İnsan hakları veya Terörle Mücadele Yasası konusundaki duruşumuzdan uzaklaşamayız. Terörle Mücadele Yasası gazetecilerin, akademisyenlerin ve diğerlerinin hapse atılması konusunda istismar edilemez. Bu bizimle böyle olmaz” diyebiliyor ve tabii ki halihazırdaki duruma göre Türkiye’nin AB’ye üye olmayacağını da ayrıca belirtiyor.

“Pekiyi ne zaman üye olabilir?” diye sorsak cevabını galiba bizler daha iyi biliyoruz artık bunca zaman sonra; “Çıkmaz ayın son Çarşambası” vardır ya hani, herhalde o zaman…

Yukarıdaki açıklamaları yapan AB Komisyon Başkanı Jean Claude Juncker bu beyanatına ilaveten “Türkiye’ye AB kapılarının kapanmasının ağır bir dış politika hatası olacağını” bildiriyor ve ayrıca şunları da söylüyor;

“Avusturya’nın Türkiye ile müzakereler durdurulsun çağrısından farklı düşünüyorum. Türkiye ile müzakerelerin tek taraflı olarak sona erdirilmesinin yararlı olacağını düşünmüyorum. Bu böyle olmaz. Müzakerelerin durdurulması için tüm üye ülkelerin oybirliğiyle karar almalı. Ben şu anda üye ülkelerde böyle bir birliktelik görmüyorum.”

KAYNAK: WEB /MEDYA

Like it? Share it!

Leave A Response