Yabancı bazı kuruluşların Başbakan hakkındaki değerlendirmesi

by admin | Çarşamba, Haz 11, 2014 | 2031 views

ERDOGAN-KIZGIN
Erdoğan’ın herkesi karşısına alması, yani çok cephede çok kişi ve kuruluşla kötü olması ve zaman zaman da adeta kontrolünü kaybederek sonradan telafi edemeyeceği sözler söylemesi, adımlar atması yurtdışında önemli düşünce kuruluşları tarafından da ciddi şekilde takip ediliyor anlaşıldığı kadarıyla.

Nitekim, ABD’deki etkili düşünce kuruluşları Erdoğan’ın hem iç siyaset hem de diplomatik ilişkilerdeki durumunu değerlendirdi. Bu konda şunlar ifade ediliyor: ‘‘Başbakanınızın eli kolu artık Washington’a kadar uzanıyor. Baksanıza, işi American Turkish Council’ın (ATC- Amerikan Türk İş Konseyi) üst yönetiminin, hem de ATC’nin yıllık konferansı sırasında, işi istifasını istemeye ve onu yaptırabilmeye kadar vardırdı. ”

Bu kuruluşlardaki uzmanlar Başbakan Erdoğan’ın, güçlü bağlantılarını kullanarak örneğin Washington’da dahi bazı istemediği kişileri bertaraf etmek için her türlü yolu denediğine dikkat çekiyorlar. Bu uzmanlara göre Erdoğan işi o kadar ileri götürmüş vaziyetteki artık zaptedilemez duruma geldi. Bilhassa son dönemde uluslararası antlaşmalar ve bağlantıları göz ardı ederek bir dış politika sürdürdüğü gözlemleniyor – ne kadar başarılı oluyor ayrı konu tabii.

Erdoğan’ın ciddi şekilde tenkit edildiği konular arasında şunlar ileri sürülüyor:

  • Yasadışı uygulamalarla İran hazinesinin zarara uğratılması, bu yolla uluslararası finans sistemi içine kaynağı belli olmayan paraların girmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Uluslararası suç kapsamına girer.
  • Hükümet üyelerine karşı yolsuzluk iddialarının mutlaka soruşturulup açığa kavuşturulması ve şeffaf bir sistemin oturtulması gerekir.
  • NATO müttefiki bir ülkenin, yani Türkiye’nin, bir anda eksen değiştirmeye çalışması ve Kasım 2013’te Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) diyalog üye olması en hafif deyimiyle ağır bir çelişkidir.
  • AKP Hükümeti’ni seçildiği ilk dönemlerde destekleyenler, Mavi Marmara olayıyla birlikte onun demokrasi anlayışını tartışmaya başladılar. Geçen yılki Gezi olaylarında polisin göstericilere kullandığı orantısız şiddet bu inancı pekiştirdi.
  • Demokratik bir ülkede gazetecilerin baskı altına alınması, yazıları beğenilmeyen gazetecilerin patronlarına baskı yapılarak işten attırılması, hükümete bağlı yaygın bir medyanın oluşturulması düşünülemez bile.

Diğer taraftan daha önceler Erdoğan’a kıyasla çok daha yumuşak ve hoşgörülü bir siyasetçi olduğu izlenimi uyandıran i Cumhurbaşkanı Abdullah Gül aynı kültürden geldiğini ve Erdoğan’ın gölgesinde olduğunu özellikle Twitter ve Youtube yasaklarını onaylamasıyla göstermiş oldu.

Buna mukabil CHP lideri Kemal Kılıçdaroğluile ilgili görüşler de şöyle; Kendisi ABD’ de yaptığı temaslar sırasında gayet olumlu bir izlenim bıraktı. Hatta o kadar ki diyor uzmanlr Kılıçdaroğlu fazlasıyla dürüst, namuslu ve nazik bir siyasetçi. Türkiye gibi bir ülkeye değil, belki İskandinavya ülkelerinden birine başbakan olarak yakışır.

Bir de AKP ve Cemaat arasındaki savaş ve buna ABD’nin de karıştırılması çabası hususu var ki bu konuda da uzman görüşü şöyle:

“Bu Türkiye’nin iç işidir. Hükümetinizin cemaat lideri Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iadesi için girişimlerde bulunacağı haberleri var. Gülen, ABD’de yaşayan, burada suça karışmamış bir konuğumuz. Hakkında ülkesinde yeniden bir ceza davası açıldığı bilgileri alınıyor. Ancak bu davanın siyasi içerikli olduğu açık. O nedenle de iadesi söz konusu olamaz.”

Yani özetle ABD’deki siyaset uzmanlarına göre de Erdoğan çıkmaz yolda.. Ne diyelim Allah hayır etsin.

KAYNAK: MEDYA / Editör

Like it? Share it!

Leave A Response