Hükümet programı okunuyor.. Programda “uzay istasyonu” oluşturmaktan tutun da, 350 km hız yapacak hızlı trene kadar neler yok neler.. Bunları oku ve duy da inanma ama.. Zira bunun gibi nice sözler verildi, taahhütlerde bulunuldu vaktiyle.. ve çoğu kof çıktı, maalesef. Neyse inşallah bu sefer yönetim sıkı sıkıya sarılır bu sözlerine – diye umut edilir…

Fakat gel gör ki ülke için esas gerekli konular bu ve benzerleriyken, “”MUHTEREM” yönetim bütün enerjisini bir HSYK kulis çalışmalarına odaklamış durumda. Gaye, ileride kendi menfaati (ve de malum şahsın özellikle) için alacağı karar ve çıkaracağı yasaların karşısına yargının çıkma ihtimalini önlemek – yoksa demokrasi veya demokratik bir yönetim, yargı filan değil…

Şimdi başlangıç paragrafında söylenenlere dönüp de bakarsak bu kafa ile mi Türkiye söz verilen hamleleri gerçeklşetirecek? Geçiniz efendim lütfen, aynı tas aynı hamam.. Zaten, “sözde” 10 bin dolar milli gelir rakamını geçen Türkiye’nin “İNSANLIK ve MEDENİYET” SEVİYESİ ve KALİTESİ” olarak nereye geldiğine bir baksak çok daha hayırlı olacak – içinde bulunduğumuz lağımdan kurtulmak için…

Öyle bir ülkeden, yozlaşmış ve lağım çukurunun en dibine vurmuş bir kültürden bahsediyoruz ki, hırsızlık bile kabul edilebilir ve hatta mübah görülebiliyor. Deniyor ki; “Çalmış ama en azından hizmet ediyor” veya “Çalmışlar ama, başka kimi seçelim, alternatif var mı? ve hatta “Allah ile peygamber hariç çalmayan mı var” vesaire vesaire..

İşte bu zihniyetin birçok şeye hakim olmaya başladığı ve hatta olduğu kitlelerden bahsediyoruz maalesef, hani ileri demokrasinin püfür püfür estiği güzelim ülkemizde..

Diğer taraftan bir grup tehlikeli mi olmaya başladı veya ayağına mı dolanıyor, ve hatta bir yolsuzluk dosyasını meydana çıkarıp üzerine mi gitti, kolayı var; Basarsın “hükümete karşı darbe yapılıyor” mührünü, PARALEL YAPI dersin ve toplayıp içeri atarsın hepsini.. Ondan sonra dosya filan kalmaz zaten.. Herşey piri pak, pırıl pırıl temiz…

İşte bütün bunların insanın yanına kar kalması için de yarın öbür gün karşısına çıkacak ve hesap soracak herhangi bir güç olmaması gerekir.. Bunu yapsa yapsa kim yapar; YARGI yapar.. Onun için onu da öyle bir ele geçirmeli ki bir daha bir yere kıpırdayamsın bile..

İşte ülkemizin şu anda çok acil meseleleri bunlar değerli arkadaşlar… Eloğlu gerçekten de uzay istasyon, mekikler şunla bunla yani bilimle uğraşırken biz bunlara odaklanmış vaziyetteyiz.. Ne denir? Herkesi gider Mersin’ee biz gideriz tersine..

Bu yargı savaşlarıyla ilgili olarak UTKU ÇAKIRÖZ’ün Cumhuriyet gazetesindeki “AKP’nin HSYK Korkusunun Perde Arkası” yazısını “ibretlik” olarak okumanızı hem de önemle önemle tavsiye ederiz.

Editör