Yolsuzluklara karşı geliştirilen “Hangisi Çalmadı ki” retoriği ve “gerçekten de hangisi çalmadı”

HANGISI-CALMADISon yıllarda yaşanan ÇOK BÜYÜK YOLSUZLUK İDDİALARI ve buna karşı gelişimini layıkıyla tamamlayamamış (bayağı kalabalık) bir kesimin “adı yolsuzluk iddialarına karışmış kişileri” savunmak için geliştirdiği “HANGİSİ ÇALMADI Kİ” palavrası çoğumuzun malumudur – ki bu gerek insanlık değerlerine ve gerekse bizlerin namus ve şeref anlayışına tamamen zıt bir ifadedir.

Siyasiler için “HANGİSİ ÇALMADI Kİ” diye soran kişilerin aslında söylemek istediği “Siyasete girsem ben de çalarım, normaldir yani” filan şeklinde midir acaba? Örneğin, bir kamu memuru bir tartışmada aynen şu iafedyi kullanmıştır; “Evet, birşeylerin olduğu aşikar ama çalmayan mı var? Allah ve peygamber hariç herkes çalar.. Sen çalmadın mı?” Bu ifade maalesef gerçek bir konuşmadan alınmıştır ve söyleyen de halkın emniyetini korumakla görevli bir kamu çalışanıdır..

Maalesef belirli bir kesim (ve oldukça geniş) arasında yaygın bu ifadenin üstelik de dinine çok bağlı olan (olduğunu iddia eden veya öyle görünmeye gayret eden) kişiler arasında göreceli olarak çok yaygın kullanıldığını görüyoruz, üstelik… Yani, çelişkiye bakar mısınız lütfen bir an durup aklı selimle düşünerek; İslamın “haksızlık hani hak yeme, yani tabii ki yolsuzluk ve hatta daha da açık ifade edelim çalma çırpmayı günah” olarak belirlediğini ve bunu asla makul veya kabul edilebilir bir kılıfa sığdırmanın mümkün olamayacağını (en azından bizim bildiğimiz dine göreolmaması gerektiğini) biliyoruz.. Ama “kişi” diyebiliyor ki; “Evet çalmış ama çalmayan mı var?” vesaire .. İşte onun için insanın bu noktada aklı duruyor, nutku tutuluyor. Bu kişiye daha ne anlatabilirsiniz ki? Beynini, mantığını kullanmayı reddetmiş bir “insana”…

Tabii bütün bu yukarıdakileri söylüyorsunuz ama bunlar kulağını açıp dinlemeye hazır insanlar için birşeyler ifade eder… Yine de bu kişilere son olarak şunu söylemek mümkün ama galiba;

Siyasetin zirvelerine ulaşıp da asla çalmamış örnekleri görmek mümkündür.. Eğer bu tip “insanlar” gözlerini azıcık açıp o değerli ve her zaman saygı ve rahmetle andığımız kişileri görmek isterlerse..

Fakat maalesef bu kişilerin işine gelmez bu.. Çünkü örneklerin tamamı ÇAĞDAŞ, LAİK ve CUMHURİYETÇİDİR.

Kimler midir bunlar? Hemen belirtelim;

Tabii ki en başta Mustafa Kemal Atatürk..
Sonra İsmet İnönü, Erdal İnönü, Bülent Ecevit, Ahmet Necdet Sezer…

Söz konusu şartlanmış kişiler bu isimleri bir hatırlasınlar da geliştirmiş oldukları “HANGİSİ ÇALMADI Kİ” jargonundan herşeyden önce bir insan ve de en az o kadar önemlisi bir müslüman olarak utansınlar..

Editör

Like it? Share it!

Leave A Response