Bundan yıllarca önce 17 Ağustos 1999 tarihinde vatandaşlarımız çok büyük bir facia yaşamışlar ve “merkez üssü” Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 45 saniyelik 7.4 büyükl,ü,nde büyük bir depremin kurbanı olmuşlardı. Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya, İstanbul ve Yalova‘da büyük can ve mal kaybı ile yıkıma neden olan depremde resmi verilere göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken on binlerce kişi yaralanmıştı.

O tarihlerde yönetimler “büyük” sözler vererek (ve ondan sonra da şu andaki mevcut yönetm) bundan böyle bir faciaya kurban olmamak için her türlü tedbiri alacaklarını beyan etmişlerdi. Aradan geçen onlarca yıl sonra “hangi tedbirler alınmış” diye baktığımızda görüyoruz ki  maalesef endişe ve korkuya kapılmamak mümkün değil.

Yıldönümü olması nedeniyle bugünlerde hatırlanan deprem nedeniyle bir takım haberler yayınlanmakta medyada. Örneğin, bir deprem anında toplanma bölgesi olarak tespit edilen 493 adet büyük alanın 416 adedine AVM yapılduğı haberi dolanıyor medyada. İnanılır gibi değil.

Uzmanlara göre böyle giderse sonumuz fena olabilir. Haberlere göre 17 Ağustos depreminden sonra İstanbul’da “Afet Acil Eylemi Planı” çerçevesinde 493 toplanma alanı belirlendi, ancak Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne göre (TMMOB), bu alanların dörtte üçü ranta açılarak üzerlerine inşaat yapıldı. İnşaat Mühendisleri Odası’na göre “Çocuk parkları, okul bahçeleri, cami avluları toplanma alanı değildir. Bu alanlar yerleşim birimlerinin uzağında olmalıdır”.

1999-2003 arasında belirlenen bu alanlardan imara açılanlar arasında, Mecidiyeköy’deki Torun Center’ın yükseldiği Ali Sami Yen Stadı, Zorlu AVM’nin yer aldığı Zincirlikuyu’daki Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü arazisi, Taş Yapı’nın gökdelenlerinin bulunduğu Kadıköy Meteoroloji binası ve alanı, Akasya AVM’nin yer aldığı Acıbadem’deki eski Otosan Fabrikası arazisi, Bakırköy’deki Marmara ve İstanbul Forum AVM’nin bulunduğu alan, Zeytinburnu’ndaki 16.9 kulelerinin bulunduğu arazilerin de olduğu bildiriliyor.

Bilindiği üzere, İstanbul’da büyük yıkıma neden olan depremler 500 yıllık periyotlarla gerçekleşmiş bulunuyor. Yapılan incelemelere göre uzmanlar “Kıyamet kapıda. 15 bin kilometre üzerindeki sismik veriyi son beş yılda inceledik, fay hareketleri baz alarak stres similasyonu gerçekleştirdik. Marmara için bardak dolmuş durumda. 60 yıl içinde dört büyük deprem olacak. En yakını Doğu Marmara’da 7.6 büyüklüğünde. İstanbul’un yanı sıra Tekirdağ, Bursa, Düzce, İzmit’te 25 milyon kişi etkilenecek.” diyorlar. Buna göre 1999 yılındakinden daha büyük bir depremin gelme ihtimali kuvvetli ve maalesef kentsel dönüşümün yeterli değil. Dolayısıyla her ailenin kendi afet planını yapması kaçınılmaz oluyor.

Diğer taraftan yine uzmanlara göre toplanma alanlarının imar iskan planlarına işlenmiş olması lazım. Bizde ise böyle bir kavram dahi yok. Boş arazileri planlıyoruz ama özel mülk olduğu için başka amaçlarla kullanılabiliyor. Toplanma alanları birçok parametreyi barındırmalı.

KAYNAK: MEDYA