Davutoğlu Brüksel’e gider ayak bir açıklama yaptı. Ama çok net belli oldu ki kendisi hazırlıksız ve ne diyeceğini tam toparlayamamış, daha doğrusu “nerede nasıl duracağı” konusunda kararlılık ifade edemiyor..
Nedeni gayet açık, aşağıdaki metinde belirtildiği üzere. Bu yönetim “TAKİYYE” huyu ve uygulamasından vaz geçmediği müddetçe bu ülkeye daha çok zararlar yazmaya devam edecektir.
Öyle ki Davutoğlu bir ara iyice tuhaf bir ifade kullanarak şöyle dedi;
“Terörde suçsuz günahsız insanlar da ölüyor zira. Nitekim, orada bulunan bir müslüman vatandaş da hayatını kaybetti”. İnanılmaz ve tam da suçüstü bir ifade… Yani, orada müslüman kişi olmasaydı demek masum insanlar da olmadığından, teröristler doğru, gereğine uygun iş çıkarmış olacaklardı. Bu tek kelime ile İNANILMAZ. Bu ülkenin başbakanlık koltuğunu işgal eden bir kişinin ağzından döküldüğünde, tolere edilir, hoş görülür bir tarafı asla olmasa gerek.
Diğer taraftan Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan haberde de Davutoğlu’nun Avrupa ve Türkiye’de olaya oldukça farklı anlamlar yüklemesi durumu için şu ifadeler kullanılıyor:
Yurt dışında lanetliyor, yurt içinde ‘alçak’ diyor
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhuriyet gazetesinin Charlie Hebdo dergisi içerisinden bir seçki yayımlamasına ilişkin ilk açıklamasını yaptı.
Terörü lanetlemek için koşa koşa Paris’e giden Davutoğlu, bugün seçimi düşünerek adını vermeden Cumhuriyet’e veryansın etti.
“Bu basın özgürlüğü değildir. İnanmayabilirsiniz, o sizin şahsi takdirinizdir. Türkiye’de geniş kitlelerin hassasiyeti var” diyen Davutoğlu, “Bizim tutumumuz nettir. Paris’te ne kadar kararlıysak, Hz. Peygamber için de o kadar kararlıyız. Türkiye söz konusu olduğunda, Hz. Peygamber’e hakaret edilmesine izin vermeyiz” ifadelerini kullandı.
‘Gelin bize saldırın diyen bir karikatürün yayımlandığını’ savunan Başbakan Davutoğlu, “İster istemez güvenlik güçlerimiz de tedbir alır” dedi.
“Geçmişte yaşanan olayların yaşanmasına izin vermeyiz. Basın özgürlüğü ile hakaret etme alçaklığı yan yana koymayız” diyen Başbakan, “Türkiye’de yaşayan bir medya mensubu, makul bir insan, Hz. Muhammed’in bu ülke için ne anlam ifade ettiğini bilir. Türkiye, bu konularda kayıtsız bir toplumsal dokuya sahip bir ülke değil” şeklinde konuştu.
Editör
