Şunu kabul etmek gerekir ki adamlarda korkunç bir “PUBLİSİTE” becerisi var.. Pireyi bile deve yapmayı başararak hep ilgiyi ve tansiyonu en üst seviyede tutabiliyorlar..

Büyük yolsuzluk operasyonlarına kaza ile CHP yöneticilerinin adı karışmış olsaydı hiç şüpheniz olmasın  bunlar öyle bir gürültü koparır ve propoganda yaparlardı ki CHP muhtemelensiyaset sahnesinden silinirdi.. Ama bakınız şu anda Cumhuriyet tarrihinin “EN BÜYÜK”  yolsuzluk iddialarının (tapelerle sabit) üzerine nerdeyse bir örtü çekilmiş durumda ve böyle devam ederse vatandaş da (ki menfaatine bakar ve balık hafızalıdır) yakında unutur zaten bunları..

İşte benzer taktik AKP tarafından köşk adayının ilan edilmesi sürecinde de kullanılıyor… Zaten “BAL” gibi de belli kimin aday gösterileceği.. Bırakınız aday göstermeyi, AKP zaten cebinde biliyor o makamı.. Ama neden böyle geciktiriliyor? Çünkü kurmaylar istiyor ki “olduğunca ses getirilsin, herkes dört gözle beklesin konsantre vaziyette muhteremin adaylık ilan olayını”..

Görüldüğü gibi etkili de olmuyor değil..

Neyse sonunda AKP, Köşk adayı için tarih verdi ve  Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP’nin adayının, 1 Temmuz’da Ankara Ticaret Odası Congresium salonunda açıklanacağını ilan etti.

Bakalım göreceğiz bu “DEMOKRASİ” ehliyetli (?) millet tepesinde tokmakla duracak ve kendini ayrrıştırmaktan çekinmeyen, kendi menfaati yolunda önüne çıkan herşeyi gözünü kırpmadan silindir gibi ezen bir kişiyi mi, yoksa halkı gerçekten de tümüyle kucaklayabilecek (en azından onlar, sizler ayrımı yapmayacak) çok daha ince, sakin ve itidalli ve gerçek ekip çalışması yapabilecek – AMA EN ÖNEMLİSİ hükümet tarafından önüne konulan HER EVRAKI NOTER GİBİ İMZALAMAYACAK – birini mi tercih edecek?

Bugün kadar ki performansına baktığımızda yüce milletimizin, “inşallah bu sefer Allah’ın vermiş olduğu akıllarını kullanarak oy verirler” diyebiliyoruz ancak .. Malum şahsın dolduruşlarına gelerek değil…

Editör