Bülent Arınç neler demek istiyor ve daha neler diyebilir?

BULENT-ARINCAK Parti’nin kurucularından Bülent Arınç’ da diğer birçok yol arkadaşı gibi malum kişinin gazabına uğrayarak hareket dışında bırakılmıştı, kısa bir süre önce. Doğrusunu isterseniz hareketin REİSİ ile birlikte önemli merhale ve engelleri (kendilerine göre) aşarken çok büyük katkı veren bu siyasetçinin (artık kadro dışı) neden ekarte edildiği de tam olarak ve açıkça anlaşılabilmiş değil birçok kişi tarafından. Örneğin, Ankara’da ordunun kalbine girilen operasyonda bu zatın oynadığı rol unutulur gibi değildir. Kendisine suikast planları yapıldığı konusunda bir sürü yaygara kopardığında gösterdiği performans şüphesiz ki tarihe geçecek cinsten olmuştur. Keza, yüzlerce Türk subayı sahtekar yargıç ve savcılar tarafından sahte delillerle müebbet hapise mahkum edildiğinde yine bu şahsiyet bu vicdansızlıklara kamuoyu nezdinde sağladığı destekle de unutulmayacaktır. Bu konuda verdiği demeçler internette rahatlıkla bulunabilir – üstelik de bu yanlış davranış biçimiyle ilgili olarak özür dilemeyi de kabul etmemektedir bu kişi bugün, herhalde vicdanı çok rahat olduğundan.

Bununla beraber, bu zat Ak Parti içinde zaman zaman da olsa, hatta biraz karnından da konuşsa malum reisin fikirleri hilafına konuşabilen tek kişidir nerdeyse – her ne kadar daha sonra bazı söylediklerini tekrar yutup düşük profil durumuna geçmişse de…

İşte bu kişi yine oldukça sıkı bir beyanat vermiş bulunuyor son olarak, ki bunun “reisin” hiç de hoşuna gitmiş olabileceğini düşünemiyoruz bile. Bakalım ne demiş muhterem ve hatta belki daha da önemlisi ne diyememiş?

Öncelikle neden konuşmak ihtiyacı hissetmiş ona bir bakalım: Muhterem, Turgut Özal Üniversitesi’nde Anayasa Çalıştayı’na katılacağını duyuruyor Ancak üniversite son dakika kararıyla etkinliği iptal ediyor. Muhterem de bu karara Twitter’dan tepki gösteriyor ve şöyle diyor: ”Ülkemizin ‘suslar ülkesi’ olmasına 40 yıl önce nasıl karşı çıktıysak aynı şekilde bugün de karşı çıkarız. Şimdi seyredelim. Mevlam neylerse güzel eyler”.

Üniversite yönetimine bakarsanız Arınç’ın dün saat 13:30’da Turgut Özal Üniversitesi’nde katılacağı Anayasa Çalıştayı “provokatif olaylar çıkabileceği” gerekçesiyle iptal edilmiş bulunuyor.

Arınç’ da bunun üzerine  Twitter’dan yaptığı açıklamalarda çok önemli şu mesajı veriyor:

“… katılacağım programları ‘Provokatif Olaylar’ çıkabileceği gerekçesiyle iptal etmek en başta o üniversitelerin öğrencilerine saygısızlıktır. Siyasi veya idari makamlardan gelen ya da gelebilecek olan bu tür susturma çabaları ‘Gerçekleri duymayı istememek veya duyulmasını engellemek’ kaygısı ile açıklanabilir.

Fakat bu engelleme tutumu, en geniş özgürlük alanları olması gereken üniversitelerden ve üstüne üstlük ‘öğrencilere rağmen’ gelirse bunu ‘güvenlik’ ya da diğer uydurma gerekçelerle açıklamak o öğrencilerin zekalarıyla alay etmek ve onları yok saymaktır.

………………

Ülkemizin SUSlar ülkesi olmasına 40 yıl önce nasıl karşı çıktıysak aynı şekilde bugün de karşı çıkarız. Zira 40 yıl önceki iyi niyet ve gayretten zerre kadar sapmış değiliz. Aynı niyette, aynı safta, aynı safiyette ve aynı azimdeyiz.

Daha düne kadar başörtüsü yasağı gibi nice yasaklara birlikte karşı çıktığımız, omuz omuza mücadele verdiğimiz insanlar, artık bugün saf değiştiriyor, güç sarhoşluğuyla yasakçılık oynuyor ve omuz atıyorlarsa, o halde özgürlüklere müdahaleyi, özgürlük için mücadele sebebi sayar ve bunun icabını yaparız”

Bu öyle sıkı bir mesaj ki doğrudan bakıldığında açıkça MEYDAN OKUMA var kastettiği şahıs ve gruba karşı adeta… Ama bu Arınç.. Bunları söyler ama bir bakmışsınız ki bir anda hava değişmiş, ifadeler neredeyse tamamen anlamını yitirmiş ve sanki daha önce sert mesajı veren bu zat değilmiş de vatandaş yanlış anlamış veya hayal görmüş. Onun için halen de bekle ve gör modunda kalmak daha isabetli olur. Zira bu zatın ne yapacağı pek belli olmuyor önceden – Aynen Melih Gökçek’ile ölümüne kapışıp ondan sonra SUS PUS olması gibi (Bu arada bu muhterem zatın söz konusu beyanatını ayrıntılı olarak okumak için aşağıdaki LİNKE bakabilirsiniz..)

Şimdi merak edilen şu olsa gerek: Bakalım bu ifade üzerine “malum” havuz medyası ve silahşörleri (ve troller) saldırıya geçecek ve karşılıklı atışmalar neticesinde eteklerdeki taşlar tamamen dökülecek mi, yoksa yine bu muhterem zat tornistan yapıp hiçbir şey olmamış gibi sessizliğe mi gömülecek.

Bununla beraber ve her halükarda bir husus açıkça görülüyor ki hareketten (neyse o hareket artık, yoksa tek adam hareketi mi desek) kopanlarla şu an iktidarı elinde bulunduran(lar) arasındaki bu sürtüşme zaman içinde daha da sertleşebilir ve halkalar bir kopmaya başlarsa gerisi bir bakmışsınız çorap söküğü gibi gelebilir – tüm biat kültürüne rağmen (bu saatten sonra neye ve ne için biat ediliyorsa o da)

Editör

Like it? Share it!

Leave A Response