Evet yazının başlığı olan “Hiçbir zaman çok geç değildir..” ifadesi özellikle İngilizce dilinde çok sıklıkla kullanılan bir “hayata bakış” şeklidir.. Bizde “zararın neresinden dönülse kardır” şeklinde bir eşdeğer deyiş de vardır örneğin.. “Except for sometimes ..” ifadesi ise “bazı durumlar / zamanlar hariç” şeklinde çevrilebilir..

Evet bugün medyada görüyor ve okuyoruz ki Beştepe’den ikamet eden devletin başı, bundan bir süre önce yapılan çok büyük “YANLIŞ” neticesinde Rus uçağının düşürülmesi ve Putin’in üzerimize çevrilen gazabı sonrasında yüksek perdeden (ve maalesef boyumuzu aştığı artık bugün açıklıkla görülen) zıtlaşmaların kendisine bir şey kazandırmadığının ve tam aksine özellikle güney bölgelerimizde Turizm Sektörümüzü “diz çöktürdüğünün” ve bir nevi “tükürdüklerimizi yalamaktan başka çare” olmadığının farkına varmış, görünüyor – hatta daha da önemlisi bu gerçeği kabullenmiş bir resim veriyor bugünlerde, biraz zorlukla da olsa…

Vaktiyle yapılanın yanlış olduğu, “aklı başında”, biat dışında meşgaleleri de olan bir sürü uzman, siyaset bilimci ve sözü özü makbul vatandaş  tarafından defalarca belirtilmiş ve tutulan bu yolun akla ve ülkenin menfaatine hizmet etmediği ve etmeyeceği anlatılmaya çalışılmıştı.. Fakat, şu veya bu nedenlerle (ki buna girmiyoruz) Rusya gibi bir dünya deviyle restleşmek (neye güvendiysek, boyumuza bakmadan) ülkemize ve insanlarına büyük maddi zarar olarak geri döndü ve de en az o kadar önemli olmak üzere dünya üzerindeki “zaten neredeyse yok olmaya yüz tutmuş” prestijimize bir ağır darbe daha indirmiş oldu..

Maalesef söylemeden geçmek mümkün değil bazılarının hoşuna gitmese de; Boyundan büyük işlere kalkışmayacaksın, “güya” kahramanlık yaparak destekçilerine mesajlar vermek için.. Yaparsan ne mi olur? Aynen de deneyimlemekte olduğumuz gibi, faturayı ülken ve insanların öder.. “Pekiyi, hiç mi kazancımız olmadı bu işte be birader?” diye soranlar varsa hala eğer, cevap çok yalın ve kolay: “Sıfıra sıfır elde var sıfır”.. Tabii kayıplarımızı saymazsak yukarıda belirtilen..

Onun için “değerli” vatandaşım, hani oyu “dağdaki çobanın oyuyla bir olan” güzel vatandaşım, oy verirken birazcık “beynini” (ve şüphesiz vicdan ve ahlakını da) kullanmak zahmetine gireceksin artık.. Girmelisin de ..

Editör