Türkiye’nin en güzel plajının olduğu İZTUZU’nda kim ne peşinde?

IZTUZU-OLAYLARBu ülkenin insanıyım demeye gerçekten de utanır hale getirdiler insanı.. Sonunda filan değil, uzun zamandır öyle zaten..

Bir an durup hatırlayalım bu arada; “Devlet malı deniz, yemeyen domuz”.. Yahu bu nasıl bir darbı meseldir (halkın arasında yaygınlaşmış deyim) Allah rızası için? Nasıl bir toplumsal ahlak ve kültürü yansıtır böyle anlayış ve mantık?

Ondan mıdır acaba birçok (bazı demiyorum bilerek) vatandaşın (??) devletin arkasına gerçerek üç puan almaya çalışması? Ondan mıdır birbirimizin hakkını hiç düşünmeden gasp etmeye hazır olmamız elimize fırsat geçtiğinde? Bu yüzden midir vatan topraklarının kutsallığını ve onlar üzerinde her vatandaşın hakkı olduğunu bile bile ilk fırsatta menfaatimiz uğrunda hiçbir şeyin göz yaşına bakmadan önümüze geleni doğramamız?

Doğrusu, – isteyen istediği kadar kızsın, isterse de köpürsün – ben Atatürk’ün “Türk Milleti Yüce’dir” ifadesini tam olarak neden ve hangi anlamda sarf ettiğini açıkça kavrayamayanlardanım, bugüne kadar.. Tam aksine öyle tutum ve davranışlara kaynak vazifesi görüyor ki bu millet daha ziyade çok değer vermiş olduğum bir en yakınımın “MİLLET DEĞİL İLLET” sözü daha çok şekil buluyor, her günkü olaylara ve gidişatımıza baktığımda..

Lütfen burada hiç kimse de vatanseverlik filan taslamasın.. Bu satırların yazarının soyu Cumhuriyetin ilanından sonra Anadolu yollarında sürüm sürüm SÜRÜLÜP SÜRÜNDÜRÜLEREK telef edilmişken, kendisi yine de ÇOOK “TÜRKÜM” diye hava atan vatandaştan kıyaslanmayacak kadar daha fazla fayda sağlamıştır bu ülkeye ve insanına. Yani kuru kuruya “KURU KAFACILARDAN” değildir.. Hem yararlı yurttaştır ve ama çok daha önemlisi “ADİL” ve “İNSANDIR”…

Şimdi son olarak da dünyanın (ve tabii ülkemizin) göz bebeği mekanlarından biri olan İZTUZU isimli yere göz dikmiş durumda gözü çıkasıca “BİRİLERİ”.. Be Allah’ın belası insanlar (?) koskoca bilmem kaç milyon km karelik ülke sathında bu inanılmaz değerli hazinemizden başka yer bulamadınız mı, içine edecek – insan kendini zor tutuyor içinden geçen kelimeyi kullanmamak için?

Yahu bu ne vicdansızlık ne gözü doymazlık (de ki aç gözlülük) saygısızlık ve insanlık dışı bir teşebbüstür? Bırakın bu güzelim yer de insanlarımıza ve “dünya insanlarına” kalsın.. Bir yerin de “içine ….. mayın” ne olur yahu, bu kadar da mı insanlığınız yok?

İşte bu konuda çok ciddi mücadele vermekte yöre halkı şu anda – ve günlerdir.. Zalimler, vatandaşın karşısına kepçe, dozerle filan çıkıyor – zaten alışkanlık oldu ya bu durumlarda direk makine kullanmak, TOMA filan gibi hani…

Halk ise gece bölgeye eyleme destek olmak için gelmiş durumda. Çadırlarını kurup, geceyi orada geçiriyor. Bir taraftan süreci de basından takip ediyor. Ortaca Belediye Başkanı’nı destekliyor halk.

Bu arada halkın esas derdi İztuzu’nun herhangi bir şirkete ve şahsa verilmesi değil, burada yapılan hukuksuz ihale süreci.. Yani halkın şikayeti esas olarak bu hususta.

Olayın özeti aşağıdaki şekilde bu arada:

Belirtildiğine göre Muğla’nın Ortaca ilçesi Dalyan Mahallesi’ndeki dünyaca ünlü İztuzu Plajı’nın işletme hakkını alan İngiliz ortaklı özel şirket DALÇEV yetkililerinin, gece yarısı üç araçla tesisleri devralmaya gelmesi tepkilere sebep olmuş durumda.

Yine belirtildiğine göre Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik, ellerinde Ortaca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden alınan, işletme protokolünün hükümlerinin uygulanmasının tedbiren durdurulmasına dair karar olduğunu iddia ederken şirket yetkilileri ise Muğla 2. İdare Mahkemesi’nin, yürütmenin durdurulması talebinin reddi kararına istinaden tesisleri devralmaya geldiklerini ifade etmekte.

Esas mesele, İztuzu Plajının, 11 Haziran 2014 tarihinde belediyeden alınarak DALÇEV’e verilmesi. Bunun üzerine Ortaca Kaymakamlığı ve Belediyesi, işletmenin geri verilmesi ve ihalenin iptali için Muğla 1. İdare Mahkemesi’nde iki dava açıyor. Mahkeme ise, 23 Haziran’da oybirliğiyle dava konusu ihalenin yürütmesinin durdurulmasına karar veriyor. Aynı mahkeme, itirazlar üzerine aldığı ikinci bir kararla durdurma kararını 29 Eylül’de kaldırıyor. İşletme hakkı elinde bulunan Muğla Valiliği, 10 Kasım’da Ortaca Kaymakamlığı’na, İztuzu’nun boşaltılması için bir yazı gönderiyor. Başkan Karaçelik’in, tesislerdeki demirbaşların envanterinin çıkarılması için ek süre talebi kabul edilip işlem 10 gün erteleniyor. İki gün kala ise mahkeme, Ortaca Belediyesi’nin talebi üzerine tahliyenin yürütmesini durduruyor. Belediyenin valilik aleyhinde Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde açtığı ve 27 Kasım’da görülen davada, yeni bir karar verilinceye kadar dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar veriliyor. Aynı mahkeme, 22 Aralık’ta verdiği yeni kararla yürütmenin durdurulması talebini reddediyor. Mahkemenin verdiği kararın ardından DALÇEV, Boğazağzı mevkisindeki tesisleri devralmak için toplam 15 kişinin bulunduğu üç araçla bölgeye gitmek üzere dün saat 23.30 sıralarında yola çıkıyor. Saat 20.00’den sonra girişin yasak olduğu Dalyan kumsalına gelindiğinde şirket görevlileri, iddiaya göre buradaki demir bariyerlerin kilidini kırıp içeriye girerek yoluna devam ediyor. Boğazağzı’na 5 kilometre kala araçları kumsala saplanan şirket görevlileri, yürüyerek tesislere ulaşmak zorunda kalıyor. Bekçi kulübesindeki sobayı yakan DALÇEV görevlileri, burada beklemeye başlıyor. Şirketin iki traktörle tesislere getirmek istediği jeneratörlere, jandarma ve Dalyan Belediyesi’nin kapatılmasının ardından Ortaca Belediyesi’ne geçen DAL-BEL şirketi yetkilileri izin vermiyor. Gece sağanak sebebiyle jandarma ekipleri, tesislerin bulunduğu bölgeye gidemeyip yarı yoldan dönmek zorunda kalıyor. DALÇEV görevlileri tesislerde halen beklemeyi sürdürürken günün ilk ışıklarıyla birlikte jandarma ekipleri de Boğazağzı mevkisine gidiyor ve olay böyle devam ediyor…

Bu arada olayla ilgili olarak Başkan Hasan Karaçelik, ellerinde Ortaca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı olduğunu belirterek, “25 Aralık’ta verilen bu kararda, işletme protokolünün hükümlerinin uygulanmasının tedbiren durdurulması yazıyor. Buna göre ihaleyi alan firmanın geceyarısı bu uygulamayı yapmasına bir anlam veremiyorum.” ifadelerini kullandı. DALÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Oruç ise haziran ayında işletmeyi teslim almaları gerektiğini belirterek, “Ancak Ortaca Belediyesi’ndeki tesisler bize teslim edilmedi. Belediye bize birçok dava açtı. Adalete olan saygımız nedeniyle bugüne kadar herhangi bir işlem yapmadık, davanın neticesini bekledik. Elimizde tutanak var. Biz kapıyı kırıp açmadık. Açıktı, girdik. Valilik, mahkeme kararını dün saat 17.00’de tebliğ etti. Biz de tesislere geldik. İşgalci değiliz. Karar sabah tebliğ edilmiş olsa sabah gelirdik. Hukuk mücadelesini biz kazandık. Bundan sonra herkes işine bakacak.” diye konuştu.

Bölgede jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemleri alırken tesislerin bulunduğu bölgeye deniz ve karadan kimse sokulmuyor. Şirket yetkilileri ve diğer vatandaşlar, bölgede bekleyişini sürdürüyor.

Editör

Like it? Share it!

Leave A Response