İnternette bir röportaj okuyorum.. Cengiz S isimli gazeteci hepimizin çok yakından tanıdığı ve şarkılarını takip ettiği ve çok severek dinlediği (bu satırların yazarı dahil) ünlü biriyle yapmış röportajı.. Bu kişi Mazhar Alanson, MFÖ’nün en önemli parçalarından biri..

Mazhar hakikaten de “YETENEKLİ” ama “sevimsiz” ve kişiliği “sıkıntılı” bir tiptir (Eminim kendi de yıllar içiınde bizzat aynı kanıda olmuştur kendi hakkında sıklıkla.. Hiç de umursamayarak belki de hatta) .. Nereden mi tanırım? “KADIKÖY MAARİF KOLEJİ”.. 1 yıl aynı sınıfta olduk. Zaten TV sohbet programlarında filan izleyenler de farkına varmış olsalar gerekir ilginç kişiliğinin. Normal mi? Kısmen öyle de denilebilir zira adam sıradışı bir tip ve beyin.. kabul etmek ve de takdir etmek gerekir – ki ediyoruz hiç şüphesiz.

Mazhar’ile gazeteci röportaj yapıyor.. Konu herşey.. Yani projeler, MFÖ filan falan.. Bu ara Mazhar Türkiye’de “şarkı yazan söyleyen” şundan bundan bahsediyor.. Sezen’den, Nile’e, Teoman’dan Gökhan’a kadar çok kişinin ismini telaffuz ediyor.. Gel gör ki usta Türkiye’de hiç şüphesiz en iyi şarkı sözü yazanların (Mazhar’ile birlikte belki de) başında gelen “SON DERECE DEĞERLİ” BÜLENT ORTAÇGİL’in adını bir kere bile ağzına alamıyor.. Sanırsın ki Türk pop müziğinde (tabii ki tam pop da değil ama, yabancı armoniler ve Türkçe sözlerle müzik diyelim, protest müzik de denildi sıklıkla) Bülent Ortaçgil diye biri yok, hiç olmamış sanki..

Yapma Mazhar.. Unutmuş olamazsın.. Bunamış da olamazsın henüz.. Herhalde dalgınlığına gelmiş.. Ama o da affedilir değil senin gibi bu konuda “en çok söz sahibi” bir VETERAN için…

Tamam, tarzını çok sevmek zorunda değilsin tabii ki.. Gerçi “ADAM” öyle şarkılar yaptı ki adeta milli marş haline geldi, bilmeyen yok “Benimle Oynar mısın” gibi… (senin Bodrum’u da solladı yani).

O Bülent’ki Türkiye’nin en kıymetli BESTECİ-SÖZ YAZARI ve resmen kendi ekolünü Türkiye’ye tanıtan geliştiren kabul ettiren MUHTEŞEM bir kıymet ve de aynı zamanda İNSAN KERE İNSAN – Senin gibi her şeye maydanoz olan, aynı zamanda TÜCCAR SANATÇI değil yani.. (Hani Lassa, inşaat projeleri filan. ve daha bir sürü)

Üstelik o Bülent, seninle aynı okulda da okudu ve eminim sen onun ne önemli bir işe imza atmış olduğunu herkesden iyi farkındasındır esasında (şayet bakar kör, dinler sağır değilsen) .. Şüphesiz ki sen de eşit derecede önemli işlere imza attın MFÖ’ile birlikte.. Sanmam ki tek başına aynı yerlere gelirdin öyle kolay kolay.. Zaten Bülent’in en önemli özelliklerinden biri de bu; TEK BAŞINA BAŞARDI… Yanında Fuat gibi UMMAN bilgili ve yetenekli biri yoktu.

Umarım yalnızca etrafındaki TİCARİ MARKALARIN değil de, gerçekten “sanatçı” olan, (ve senin gibi) özel ve güzel şeyler üreten Bülent gibilerinin de (çok fazla sayıda da değil sen de bilirsin) farkındasındır.. Zira o saydıklarının çoğu çabuk tüketilebilen cinsten olanlar farkındasındır sen de.. Bülent öyle mi?

Editör

Not: Bu satırların yazarı şuna da inanır: Saanatçı deyince, bu ülkenin insanı olarak dünya ve özellikle ülke meselelerine de eğilip biraz daha yakından bakıp ve hatta ilgilenmek de elzemdir. Sanatçının “Ben odaya kapanır yalnızca müzik yaparım” demesi kabullenilemez, bu toplumdan çıkmış, bu toplumun oraya getirdiği bir kişi olarak. Doğaldır ki herkes kendi adamlığından memnun olma hakkına sahiptir. Ama insanların da böyle bir gözlem ve tenkit hakkı vardır 🙂

Not 2: Mazhar Alanson.. bir de hatırlarsan Sene 1968-69  filan.. ÇINARCIK’ta Filozoflar diye bir grup Akasya gazinosunda çalarken, sen de oradan geçiyorsun. Henüz bir şey de değilsin de o çocuklarla (seninle aynı okuldan olan) dalga geçiyorsun; “Olacak çocuklar çalışın çalışın diye”.. İşte o dalga geçtiklerinin arasındaki BÜLENT’ de gün geliyor adına ilk tribute yapılan müzisyen oluyor; Yani BÜLENT ORTAÇGİL. Ama muhtemelen sen bunu zor hatırlarsın.. Hatırlasan da çok birşey ifade edeceğine emin olmak zor esasında..

Not 3: Bülent Ortaçgil’i daha yakından tanımak için OKUYUNUZ