Evet soru aynen de böyle; Ey sorumlu kişi dilinizden düşürmediğiniz “ileri demokrasiyi” böyle mi koruyorsunuz? İnsan kılığında yaratıklar, adaleti ve milleti mecliste temsil etsin yasama yapsın diye oraya gönderilen bir ÇETE BAŞI önderliğinde Türkiye’nin en önemli HABER ALMA kaynaklarından biri olan bir basın organının merkezini...

Malumdur, son zamanlarda bir aldanma / aldatılma edebiyatı almış başını gidiyor; Bunların en başında da PARALEL yapı geliyor yine bilindiği üzere.. İktidarı (ve özellikle malum kişiyi) fena halde aldattığını canhıraş yakınmalardan anladığımız… Daha doğrusu öyle sanıyorduk.. Ama bir de ne görelim? Meğerse ondan da fena kandırıkçılar...

Sevin sevmeyin, beğenin beğenmeyin ama merhum Türkeş her zaman için rahmetle anılacaktır bu ülkede. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihine imzasını koyanlardan biri olmuştur bizce şüphesiz. Yani mirası ağırdır rahmetlinin… Bu mirasa sahip çıkmak da kolay iş değildir hani.. Maalesef de öyle olmuş ve oğlu Tuğrul Türkeş birçok MHP li vatandaşın...

Erken seçimin 1 Kasım tarihinde yapılacağı belli olduktan sonra, anket şirketleri hızla giriştiler anket işlerine; “Acaba erken seçimde kimler ne oy alacak?”.. İşte bunlardan biri de GEZİCİ Araştırma Şirketi ve bundan önceki seçimlerde de bu konuda sıkça duyurmuştu adını. Gezici’ye göre erken seçim AKP’ye pek de yarayacak...

Vatandaşın 7 Haziran seçimindeki oy tercihlerini çöpe atan iktidar (daki kişi daha doğrusu) 1 Kasım tarihinde seçimleri tekrar ettirmek yönünde kararı çıkartıı, ne yaptı etti… İşin ilginç tarafı bakalım vatandaş yine aynı yönde oy kullanırsa malum iktidar sahipleri o zaman ne yapacak? Öyle veya böyle neticede 1 Kasım’da gidip oyumuzu...

Evet, sonunda beklenen oldu ve malum muktedirin daha en baştan niyetini açık edip ağırlığını koyarak yönlendirdiği süreç istediği şekilde de sonuçlandı; Ülke 1 Kasım tarihinde tekrar seçime gidiyor. Bakalım AKP malum gücün istediği ve hedeflediği gibi oyların gerekli çoğunluğunu alarak saraya başkanlık hediyesini sunabilecek mi? Bilindiği...

CHP koalisyon hükümetinin kurulamaması ve Davutoğlu’nun geçici seçim hükümeti kurma planıyla ilgili olarak en yetkili ağızlardan biri kanalıyla şunları ifade ediyor: “Bütün seçenekleri tüketen iki ana akım var burada. AKP ve bir de Milliyetçi Hayır Partisi ile karşı karşıyayız. Ortak seçim beyannamemiz var. Gelin birlikte terörü araştıralım...

Burası Türkiye Cumhuriyeti.. Büyük önderin maalesef sağlığı yetmediğinden yapılması gerekli işleri tamamlayamadan terkedip gitmek zorunda olduğu ülke.. İnsan denen en önemli aktifinin seviyesini – hani Urfa’da Oxford açılmış olsaydı bile – bir türlü yukarı çekemeyen ülke.. İnsanının icabında Harvard’da, Cambridge’de...

Ülkeyi oldukça uzun bir süredir yöneten – denebilirse tabii – AKP, 7 Haziran tarihli son seçimde hiç şüphe yok ki umduğunu bulamadı. Hem de neye rağmen, en tepedeki muktedir şahısın bütün gücüyle bu parti lehinde propoganda yapmasına rağmen – ki CB olarak ettiği yemine sadık kalmayarak tarafsızlığını bozduğu için yasayı çiğnediği...

“Sandıklara sahip çıkalım”.. Ya sandık sonuçlarına da çıkalım mı? Hani %95 iradenin sandığa yansıdığı sonuçlar… Seçimin üzerinden oldukça bir süre geçti ve Başbakan Davutoğlu CHP ve onun Genel Başkanı KILIÇDAROĞLU’ ile ciddi görüşmeler yaptı. Zaten en baştan MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin garip veya en azından tuhaf tutumu...